Kuzenimin Seksi Kocasıyla Yattım

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

adım Selcan, 23 yaşındayım, bekar bir bayanım. Kumral, 1.65 boylarında, normal kiloda biriyim. Hikayem, kuzenimin kocası Kenan’la yaşadıklarımızla ilgili. Kenan 34 yaşında, esmer, tam bir Türk erkeği. Aslında ilk zamanlar onunla ilgili hiç bu tip düşüncelerim yoktu.
Bir gün Mardin’e geldiklerinde, kuzenimin kocası akşam benden bilgisayarımı istedi. Ben de verdim bilgisayarımı. Kenan yaklaşık 1 saat kadar bilgisayarda takıldı. Ama nereden bilebilirdim geçmiş kayıtlarına girip, benim bu sitede seks hikayeleri okuduğumu görebileceğini. Bir süre bana hiç birşey söylemedi Kenan. Ama bir gün akşam avluda oturup, büyüklerden gizli sigara içerken (avlulu klasik Mardin evimiz var) bana, “Selcan’cığım yanlış anlama ama, internete girdiğinde geçmişi silersen senin için iyi olur. Hadi ben neyse de, bir başkası gördüğünde senin için iyi şeyler düşünmeyebilir. Belli bir yaşa gelmiş birisin, bu yüzden girdiğin siteler normal, ama yine de dikkat et!” dediği anda başımdan aşağı kaynar sular döküldü. seks hikaye
Çünkü mutaasıp bir aileyiz (türbanlı olmasak ta). Her an yanlış anlaşılabilirdim. Ama Kenan o kadar sıcak konuştu ki, ben biraz buna güvenerek rahattım. Biz hiç bir şey olmamış gibi konuşurken, bir erkeğin benim yaptığım şeyleri biliyor olması beni sulandırmaya başlamıştı. Kenan hakikaten çok yakışıklı ve atletik yapılı bir erkekti, bunları düşünürken beynim dönüyor, Kenan’ın gözlerinin içine bakarak oturduğum yerde bacaklarımı sıka sıka boşalıyordum. Artık zamanımın her anı Kenan’ı düşünmekle geçiyordu. Biliyorum yaptığım yanlıştı, ama yine de içimden bir ses onunda bana karşı boş olmadığını söylüyordu. Üstelik eşiyle yaşadıkları sorunları da bildiğimden, daha bir istekle onu düşünüyordum.
Yine bir gün onlara kahvaltıya gittik. Sabahları kalkınca ben sütyen giymem ve o gün de beyaz tişörtüm vardı yine üzerimde ve mümkün olduğunca saklayarak oturdum masada. Ama sanırım Kenan bunu farketmiş olacak ki, sürekli göğüslerime doğru bakıyordu. Bunu düşündükçe göğüs uçlarım daha da sertleşiyor ve yeni uyanmış olmanın etkisiyle amım sulandıkça sulanıyordu. Yerimde duramıyordum. Annemler birşeyler konuşuyor, Kenan konuşmalara katılıyor, arada bana da laf çarptırıyordu. Ama benim hiç bir şey konuşacak, ya da bir şey yiyecek halim kalmamıştı. Sonra Kenan sigara içmeye kalktı. Tam karşımda oturuyordu, ayağa kalkmasıyla şortunun önündeki kabarıklığı gördüm. Öyle bir kabarıklıktı ki, utanmasam uzanıp ellerimle sıkacaktım. Sanırım o da bakışlarımı farketti. Ama yapacak bir şeyim yoktu, çok kötü olmuştum. O gece yatağıma girdiğimde Kenan’ı düşünerek defalarca amımı okşadım ve bacaklarım titreye titreye, sular seller gibi boşaldım. porno hikaye
Bir gün yine evde erzurum escort tek başıma otururken pencereden Kenan seslendi, “Selcan evde kimse yok ve benimde canım acayip kahve çekti, bana yapabilirmisin zahmet olmazsa? Hem de beraber sigara içeriz!” dedi. Bu benim için bulunmaz bir fırsattı. Hemen yan tarafa halamların evine geçtim, mutfağa girdim, kahveyi yapmaya başladım. Bu arada Kenan da içeri geldi. Üzerinde dar bir şort ve tişört, vücudunun tüm hatlarını belli ediyordu. Hele ki şortun altından belli olan o koca yarağı beni yine ateşlemişti. Ordan burdan sohbet ederken kahvelerimiz de olmuştu, hemen fincanlara doldurdum ve mutfakta oturup, yaktık sigaralarımızı.
Konular açıldıkça açılıyor, Kenan’ın kuzenimle yaşadığı sorunlara kadar inmiştik. Kenan, eşinin cinsel anlamda çok isteksiz ve 4 ayda bir ancak birlikte olabildiklerini falan anlatıyordu. Ben de, “Sen fazla istekli olmayasın? Belki de sorun sendedir!” falan dedim. Ama o da bana, “Evet çok istekliyim belki ama, hem sanırım bundan, hem de sanırım ölçüler biraz fazla, ondan dolayı olabilir!” dedi. Ben de, “Ölçü derken?” dedim. “Boşver, geçelim bu kısmını!” dedi. Ama ben anlamıştım neyi kastettiğini. Israrla sorunca, “Selcan bunları konuşmam bile yanlış, ama anla işte, şeyimin ölçüsü biraz büyük!” dedi utana sıkıla. Ben de, “Ne kadar ki, büyük dediğine göre?” diye sordum. Bana dolaylı yollardan, “İşte normalinden 5-6 santim kadar büyük!” dedi. Ben de hemen, “Normali ne kadar? Seninki ne kadar?” diyerek soruyu yapıştırdım. “Offf Selcan ya, 23 santim işte!” dedi ve kıpkırmızı oldu. sex hikayesi
O an benimde içim bir tuhaf oldu. İneternette dolaştığımda görüyordum erkeklerin yarraklarını, ama bu sanırım bambaşka bir şeydi. Ve içimde bir an önce onu görme isteği doğdu. Ben bunları düşünürken, yazık Kenan konuyu değiştirmeye çalışıyor, havanın sıcaklıklarından tutun da başka her türlü konuya atlıyordu. Ben niyetimi bozmuştum bir kere. Bu yaşıma kadar sakladığım bekaretimi bir süredir ilgi duyduğum ve hayallerimin erkeği Kenan’a vermek istiyordum. Kahvelerimiz de bitmek üzereydi bu arada. O an aklıma bir fikir geldi, fincanlarımızı alırken başım dönmüş gibi yapıp, kollarına bıraktım kendimi…
Kenan neye uğradığını şaşırdı önce, “Selcan iyimisin? Dur sana su vereyim?” derken, ben onun bütün vücut hatlarını hissetmeye başlamıştım bile. Hatta elim boşta olduğu için Kenan’ın karnına koydum elimi. Ama o bunlardan habersiz, benimle ilgilenmeye çalışıyordu. Elim artık Kenan’ın kasıklarındaydı, ben de Kenan’ın kucağında. Ne olduysa o an oldu ve gözlerimi açıp baktığımda Kenan’ın da surat ifadesinin değiştiğini gördüm ve birden dudaklarımız birleşti. Sanki öpüşmüyor birbirimizin erzincan escort dudaklarını yiyorduk. Evdekilerin akşama kadar gelmeyeceğini bildiğimizden, herşey istediğim gibi gidiyordu. Kenan bir yandan dudaklarımı yerken, bir yandan elleri göğüslerimde geziyordu. Delirmeye başlamıştım, ilk defa bir erkek tarafından elleniyor ve öpülüyordum. Hareketlerim acemiyceydi, ama beni o kadar güzel yönlendiriyordu ki, çıldırmak işten bile değildi.
Artık ne olursa olsun diye düşünerek, “Kenan, senin olmak istiyorum!” dedim. Beni hemen ayağa kaldırdı, masaya oturttu, üzerimdekileri yavaş yavaş çıkartıyor, bir yandan dudaklarını tenimde gezdiriyor, bir yandan da parmakları tüm mahremimi keşfediyordu. Ben hiç birşey yapmıyordum ama, amım sırılsıklam olmuş ve kasıklarımdan sızmaya başlamıştı. Resmen Kenan’ın dudaklarının altında inliyordum. “Harikasın birtanem, seni herşeyinle içimde hissetmek istiyorum!” diye yalvarıyordum adeta. Ama o, “Sakin ol güzelim, yavaş yavaş, acelemiz yok!” diyerek bir yandan dilini kasıklarımda dolaştırıyor, bir yandan da bacaklarımı okşuyordu. Ve işte internette amlarını yalatan kadınları gördüğümde, keşke beni de böyle yalayan bir erkek olsa dediğim, dileğim gerçekleşiyordu. Kenan’ın parmakları göğüs uçlarımı ezerken, dili de sırılsıklam olmuş amımdaydı. Tertemizdim ve Kenan amımı deli gibi yalıyordu. Kasıldığımı içimden bişeyler aktığını hissedebiliyordum. Dilini içime doğru ittikçe sarsılıyordum ve deli gibi inliyordum. Yalvarıyordum artık, “Hadi ne olur, o koca yarağını istiyorum!” diye. erotik hikaye
Kenan ayağa kalkıp üzerindekileri bir çırpıda çıkardı. İlk defa bir erkeğin cinsel organını canlı canlı görüyordum. O ne muhteşem birşeydi, kocaman damarlı ve kafası mantar gibiydi. “Yalamak istermisin?” diye sordu ve hiç düşünmeden ellerime aldım, önce inceledim o sertliği, ellerimde hissettim ve dudaklarımın arasına aldım. İzlediğim porno filmlerdeki gibi yapıyordum. Yavaş yavaş ağzıma kaydırmaya başladım o koca yarağı. O ise ellerini saçlarımda gezdiriyor, herşeyi bana bırakmış gibi görünüyordu. Tüm sertliğiyle biraz da olsa ağzımın içine alabilmiştim. Karnının inip kalktığığını ve nefesinin sıklaştığı hırıltılarını duyabiliyordum. Beni kaldırıp masaya uzattı, yine dudaklarını ve ellerini konuşturuyordu. Dilinin tenimde ıslatmadığı yer kalmamıştı neredeyse. “Yeter, ne olur sik, delirdim hadi artık!” diyerek onu iyice kıvama getiriyordum. Bana, “Bakiresin değil mi?” dediğinde, “Ne olursa olsun, seninim, al beni!” diye yalvarmaya başladım.
İşte o an gelmişti. Kenan üzerimdeydi. Bir yandan göğüs uçlarımı dişleriyle ezerken, bir yandan da iyice sertleşmiş o koca yarağı amımın girişinde daireler çiziyordu. Sırılsıklamdım afyon escort ve yalvarıyordum ona sokması için. Önce yarağını tuttu, amımın girişinde daireler çizerek, “Hazırmısın sevgilim?” dedi. Bense inlemekten, sadece, “Hadi!” diyebildim. O koca yarrağın kafasını amımda hissetmeye başlamıştım. Birazı girdiğinde dünyam başıma yıkılmıştı sanki. Ağzımdan, “Ufff!” diye bir ses çıktı. Ama çektiğim acıya rağmen daha fazlasını istiyordum. Kenan her hareketini beni incitmeden, büyük bir titizlikle yapıyordu. Yavaş yavaş amımın derinliklerine doğru girmeye başlamıştı. Ben kasıklarımı kaldırıp daha da sokması için ona yol açıyordum. Artık tamamiyle içimdeydi ve bekliyordu. Gözlerine baktığımda aldığı zevki görebiliyordum. Bekaretim gitmişti ve kanadığımı hissediyordum… bakire sex hikayeleri
Kenan hareketlerini hızlandırmaya başladığında, ben de inlemeye başlamıştım. Hayallerimdeki gibi sikiyordu beni, incitmeden, yavaş yavaş. Hızlandıkça acının yerini müthiş bir zevk duygusu sarmaya başladı. Bedenim küçük bir serçe gibi titriyordu. Kenan’ın altında inliyordum deliler gibi. O amıma girip çıktıkça zevk sularımın çıkardığı sesler mutfakta yankılanıyordu. Vücutlarımız birleşmiş, tüm ağırlığını hissedebiliyordum. Bacaklarımı beline doladım ve o da cevap olarak daha da hızlanmaya başlamıştı. Artık hareketleri sertleşmeye başlamış içimde gidip geldikçe koca yarrağının tüm damarlarını ve tüm sıcaklığını amımın en derinliklerinde hissediyordum. Çıldırmış gibiydik ve ben o ana kadar kaç kez boşaldığımı hatırlamıyorum. erotik hikayeler
Masturbasyon yapmaktan bambaşka bir şeydi bu. Amım sırılsıklam olmuş, zevk sularım kanla karışık kasıklarımdan sızıyordu. Onu da rahatlatmak istiyordum, yaklaştığını görebiliyordum, hızlandıkça hızlanıyor, ben de zevkin doruklarına inleye inleye tekrardan ulaşıyordum. “Sevgilim geliyorum, ama içine boşalmayacağım!” dedi hırıltı ses tonuyla. Ben de, “Hadi erkeğim, boşal, akıt bütün döllerini nereme istersen!” diye bir kez daha orgazm oluyordum. “Aynı anda sevgilim, haydi!” diye inlerken, sert hamlelerle resmen amımın duvarlarını parçalıyordu. Ve ben son kez titreyerek boşaldım. Kasıklarımın ağrıdığını, bacaklarımın tir tir titrediğini hissederken, o da yarrağını birden içimden çıkardı ve bütün döllerini göbeğime doğru akıtmaya başladı. Muhteşem bir şeydi bu, hem öpüşüyorduk, hem de o halen boşalıyordu. Onun rahatladığını görmüştüm artık ve ben halen inliyordum. Kaç kez boşalmıştım sayamadım bile. Harika bir duyguydu bu.
Bu yazdıklarımı 3 gün önce yaşamıştım ve yazarken bile halen amımın sırılsıklam olduğunu hissediyorum. Artık ona karşı acayip şekilde bağlanmıştım, o harika bir erkekti. Kuzenim nasıl kıymetini bilemiyordu anlamamıştım. Herşeyiyle muhteşemdi. O günden sonra hiç bir şey olmamış gibi davrandık, ama bakışlarımız her şeyi anlatıyordu. İlk erkeğim Kenan’dı ve ben halen onu istiyorum. Umarım tekrar yaşayabiliriz bunları! seks hikayesi

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Karım gözümün önünde sevgili buldu (alıntı)

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ass

Karım gözümün önünde sevgili buldu (alıntı)
Karım Selin 29 yaşında, 1.70 boyunda, gerçekten mankenleri kıskandıracak güzelliğe, mükemmel ten ve kıvrımlara sahip sarışın bir afettir. Böyle bir karım olduğu için kendimi her zaman şanslı hissetmişimdir.
Bir haftalık tatilimizi yurtdışında geçirmeye karar vermiştik. Güzel bir tesadüf olarak Halloweenda (Cadılar Bayramı) yurdışında olacaktık. Karım bu güne özel bir kostümü internetden sipariş etmiş ancak, tüm ısrarıma karşılık bana kostümü göstermemişti. Tatilimizin 2. günü Halloween Partisine katılmak üzere hazırlığımızı yaptık, karım internetden sipariş ettiği, kıçını bile örtmeyen inanılmaz siyah mini elbise, file jartiyer çorapları, yüksek topuklu çizmesi ve melek kanatları ile karşımdaydı. Kara Melek kostümü ile nefes kesiciydi. Biraz abarttığını söylediğimde, yurtdışında olduğumuzu burada kendisine karışmamı söyledi. Gördüğüm muhteşem manzara karşısında çokda itiraz edecek durumda değildim. Sonbahar olması nedeniyle otelden üzerinde bir pardesü ile çıktık, yani otelden çıkarken ve takside pek dikkat çekmedik. Derken partiye katılacağımız Cluba geldik. Gerçekten çok güzel ve eğlenceli bir atmosfer vardı, herkes kostümler içinde, içiyor, dans ediyor, eğleniyordu. Bizde kendimizi eğlenceye kaptırmıştık. Bu arada avrupada da olsak erkekler gecenin en iddialı kostümünü giymiş karıma yiyecekmiş gibi bakıyor, selam veriyorlar, ancak benim olmam nedeniyle pek yaklaşamıyorlardı. Aradan geçen 1-2 saatten sonra başka bir cluba geçmeye karar verdik.
Artık her ikimizde iyice alkollüydük, Selin bana “Kocacım bize birer kokteyl al” dedi ve kendini hemen dans pistine attı. Bende bara giderek, kokteyllerimizi sipariş ettim, birkaç dakika sonra kokteyller elimde, Selini bulmaya çalışıyordum. O anda Selinin bir erkekle oldukça samimi bir şekilde dans ettiğini gördüm. Karımla zaman zaman yatağımıza 3.bir erkek alma konusunda fantaziler yapardık ama bunu fiili olarak gerçekleştirmeyi hiç düşünmemiştik, ya da en azından ben düşünmemiştim. Onları o halde görünce ne yapacağımı şaşırdım, elimde içkiler öylece kalakaldım. Karımın dans ettiği delikanlı oldukça yakışıklı ve atletik biriydi, bir yandan dans ederken bir yandanda Selinin zaten açıkta olan kalçalarını elliyor, o muhteşem tene dokunmaktan aldığı zevkle kabaran önünü ise güzel karımı kendine çekerek önüne doğru dayıyor ve sürtünüyordu. Bu arada Selin beni görüp hemen yanıma geldi, önce kostümünün melek kanatlarını çıkararak bana verdi (Dans ederken rahatsız ediyormuş sürtüğü) “Hayatım sakın kızma ve karışma sadece dans ediyoruz” dedi ve içkilerin herikisini de alıp “Hadi sen kendine bir içki al” diyerek adının Marcus olduğunu daha sonra öğrendiğim erkek arkadaşına doğru dans ederek yürümeye başladı. Marcusla birlikte bir yandan içkilerini içiyor bir yandan dans etmeye devam ediyorlardı. Ben ise gördüğüm manzara ve Selinin tavırları ile iyice şaşkına dönmüştüm. Ancak bu durum karşısında içimi kaplayan, öfke, kıskançlık karışımı duyguya ek olarak, çok tahrik olmuştum ve sikim kazık gibi olmuştu. Bu arada Selin benden bir tepki görmemesinden ve alkolden aldığı cesaretle Marcusla resmen sevişir gibi dans ediyordu. Bu durumdan etkilenen Marcusda daha fazla dayanamayarak Selinin dudaklarına yapıştı, ben ise öyle tahrik olmuştum ki sikim artık zonklamaya başlamıştı. Sanki rüyada gibiydim, bu gördüklerim gerçek olamazdı. Benim sevgili karım, gözlerimin önünde başka bir erkekle öpüşüyor, dans ediyor ve ben bundan zevk alıyordum. Kendimi olayın akışına bırakmıştım. Yaklaşık 1 saat süren bu dans ve yiyişme faslından sonra, Selin ve Marcus yanıma doğru geldi. Selin beni kocası olarak değilde erkek arkadaşı olarak Marcusla tanıştırdı. Selin Marcusun kendisini evine davet ettiğini o da ancak ben gelirsem gelebileceğini söylemişti. En azından bu kadarını düşünebilmişti. Bi yandan yanımda Marcusla öpüşüp, koklaşıyor, bir yandanda “Hadi hayatım bu bir fantazi, bir daha nasıl olsa karşılaşmayacağız Marcusla. Kabul et, gidelim, bu gece onunla yatmak istiyorum” dedi inanılmaz bir cüretle. Ben nasıl yani bile diyemeden, Selin Marcusun elinden tutarak dışarı doğru yöneldi banada “Hadi hayatım, çıkıyoruz” diye seslendi, nasılsa kimse Türkçe bilmiyordu ortamda bu saçma görüntüye bir anlam veremezlerdi.
Clubdan üçümüz birlikte çıktık, Selin beni unutmuş tamamen Marcusa konsantre olmuştu artık. Derken Marcusun arabasına geldik, Marcus anahtarı bana verdi ve benim sürmemi istedi, ben itiraz edecek gibi oldum. Selin yine olanca sürtüklüğü ile Marcusla bir anda arka koltuğa geçiverdi. Yapacak birşey yoktu, onlar yiyişecek, öpüşecek bende, şoförlük yapacaktım. Marcus otoparktan çıktıktan sonra bir yandan Selinle öpüşüyor bir yandan bana yolu tarif ediyordu. Bende bir yandan yola dikkat ediyor, bir yandanda dikiz aynasından Selinle Marcusu dikizliyordum. Derken Selin Marcusun pantolonuna hareketlenerek, Marcusun aletine doğru hamle yaptı, ortaya gerçekten haşmetli bir alet çıktı. Selin inanılmaz bir rahatlıkla bana hiç aldırmadan büyük bir iştahla Marcusa saksafon çekmeye başladı, Marcusta Selinin elbisesinin üstünü aşağı doğru çekerek göğüslerini ortaya çıkardı ve okşamaya başladı. Bense iyice allak bulak olmuştum, çok tahrik edici bir görüntüydü. Güzel ve seksi karım başka biriyle arabada sevişiyor bense arabayı sürüyordum. İnanılmaz tahrik olmuştum, o an cep telefomu çıkararak bir yandan aracı sürmeye çalışıyordum, bir yandanda çekim yapmaya gayret ediyordum. Derken Marcus Selini arka koltuğa iyice yatırdı, Selinin altına giydği G-Stringi çıkarmadan sadece yana çekerek içine girmeye başladı. Marcusun gözü öyle dönmüştüki prezervatif bile takmamıştı, bu arada zaman zaman kırmızı ışıklara yakalanıyor, gecenin geç saati olmasına rağmen birkaç arabayla yan yana geliyorduk. Bazıları fark ederek arabadaki olağanüstü manzarayı izlemeye çalışıyordu, benim gibi. Selin inleye inleye yediği yarrağın tadını çıkarırken, Marcus’ta birkaç dakika sonra Selinin içine boşalmaya başladı. Ben “Tatlım dikkat et içine boşalmasın” desemde, Selin tam tersine iniltiler içinde Marcusu kendine çekerek tam olarak içine boşalmasını sağlıyordu. Marcus işini bitirdikten sonra gayet rahat bir tavırla evin adresini tarif etmeye devam etti. Bir apartman dairesinde tek başına yaşıyordu. Hepbirlikte eve girdik ve yatak odasına geçtik, Marcus çok rahattı, Avrupa böyle şeyler normalmiydi bilmiyorum ama, ben inanılmaz heyecanlıydım, karımı yabancı bir erkek sikecek ve ben buna itiraz etmeyecektim. Selinin ise yaşadıklarından çok mutlu olduğu her halinde belli oluyordu. Selin ve Marcus hemen soyunarak yatağa geçtiler, ben ise yine cep telefonum ile onları çekmeye başladım. Selin yeniden büyük bir iştahla Marcus yaklaşık 18-20 cmlik iri ve kalın aletini yalamaya başladı, Marcus ile Selin inanılmaz bir uyumla sevişiyorlardı. Ben ise bu tarihi anı cep telefonumla fotoğraf ve video olarak kayıt ediyordum. Çok tahrik olmuştum, bir yandanda aletimi sıvazlıyordum. Derken ben daha fazla dayanamayarak boşaldım, Marcus ise halen boşalmamış, Selinin defalarca orgazm olmasını sağlıyordu. Derken Marcus Selinin arka deliğine yöneldi önce orayı Selinin amının sularıyla biraz ıslatarak yumuşattı, Selin ise domalmış Marcusun koca aletini o güzel kıçına sokmasını bekliyordu büyük bir iştahla. Oysa ben hem sevgiliyken hem de evliyken kaç defa teşebbüs ettiysem her defasında büyük bir şiddetle karşı çıkmıştı arkadan vermeye. Şimdi ise elin oğluna vermek için domalmış bekliyordu. Marcus yavaş yavaş aletinin başını Selinin arka deliğine sokmaya başlamıştı bile, Selin acı ile kendini geri çekti önce, ama Marcus işinin ehliydi. Tekrar Selini domalttı ve önce bir sonra iki parmağını Selinin arka deliğine sokmaya başladı, Selin hafif acı ile karışık zevke gelmiş inlemeye başlamıştı yine. “Fuck me, fuck me” diye bağırmaya başlayınca Marcus aletini ve Selinin arka deliğini Selinin zevk sularıyla iyice ıslattıktı ve yeniden yüklenmeye başladı, Selin büyük bir acı çekiyordu, ama yine de “Fuck me, fuck me” diye bağırmaya devam ediyordu. Marcus benim yıllardır elde edemediğim o güzelliğe birkaç saat içinde sahip olmuştu bile.
Çeşitli pozisyonlarla geçen dakilarda Selin defalarca orgazm olmuş, Marcus ise açıkçası bende kompleks yaratacak şekilde büyük bir ustalıkla Selini türlü pozisyonalarda becermeye devam ediyordu, nihayet yaklaşık 45-50 dakikanın sonunda Marcus inleye inleye gelmeye başladı, Selin hemen toparlanarak Marcusun aletini tekrar ağzını almaya başladı ve gelen döllerini büyük bir zevkle emmeye başladı, anlaşılan bir damlasını bile ziyan etmek istemiyordu. Marcus bile bu kadarını beklemiyordu anlaşılan, Selinin, boşalırken yeniden aletini yalayarak, tüm döllerini yutması inanılmazdı. Selin yataktan kalkarak duşa gitti, temizlendi ve geldi, ardından Marcus duşa gitti. Selin bu arada bana “Hadi hayatım sen diğer odaya git, ben bu gece Marcusun zevkini çıkaracağım” dedi, anlaşılan Marcusun muhteşem aletine doymamıştı kaltak.
Derken Marcus tekrar yatağa döndü, Selin Marcusun yanına inanılmaz bir cilveyle yanaşarak tekrar onu öpmeye başladı, ben “Tatlım bırakta adam kendine gelsin” desemde, Selin sinirli bir şekilde “Hadi hayatım sen diğer odaya git artık” diyince ben bu muhteşem gecenin tadını kaçırmamak adına diğer odaya geçtim, ardından birkaç dakika sonra Selin ile Marcusun inlemeleri tekrar başladı, başka bir odada olsa, bu inlemeler dahi beni tahrik ediyordu açıkçası. Marcus ile Selin sabaha kadar saatlerce tekrar tekrar seviştiler.
Artık gitme vakti gelmişti, otelimize gitmek üzere taksiye bindik, Selin nihayet bana minik bir öpücük kondurarak, “Çok teşekkür ederim hayatım, süper bir gece yaşadık, bunu hep yapalım” dedi. Gerçektende bu ilk deneyimin ardından hem bu tatilimizin kalanında hemde diğer birçok tatilimizde hayal bile edilemeyecek fantazilerimizi gerçekleştirmeye devam ettik, Selin ile seks hayatımız çok zevkli ve renkli bir hale geldi açıkçası. Zaman zaman yaşadğımız bu fantazilerin fotoğraf ve videolarını seyrederek tekrar tekrar sevişiyoruz.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Favori kafeme gitmiştim 7

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Favori kafeme gitmiştim 7
Biraz uzun bir ara oldu ama hikayeme devam ediyorum…
Haftasonu gelip çatmıştı. Cumartesi günü yine saat 4 gibi Oğuz ile kafede buluşacaktık. Evden çıkmadan son hazırlıklarımı yaptım ve yola koyuldum. Kafeye vardığımda oğuz çoktan gelip tanıştığımız masaya oturmuş birası içiyordu. Merhabalaştıktan sonra oturup bira siparişimi söyledim.
– kanka günler geçmedi sanki iple çektim bugünü
+ belli mesajlarınla boğdun beni oğuz =)
– napim lan göt hastasıyım dedim sana. Verecek kimse yokken bu kadar azgın değildim. İşim gücüm seni düşünmek
+ hadi len karıların götüne baktıkça hatırlıyosundur kesin
– ahaha kıskanma mk onlar vermedikleri için kaybediyor benim küçük çocuğu. Sen onu bunu boşver de bugün işin var mı?
+ şu an için yok
– oh iyi bugün biraz daha tadına varayım
+ mmm sersem =)
O ara garsonun gelmesi ile ilişkimize dair sohbetimizi kestik, havadan sudan konuşmalarla bir saat kadar oturduk.
– hadi bakalım canım eve geçelim de hasret giderelim artık…
Hesabı birlikte ödeyip kalktık
Eve gidip kapıyı kapatır kapatmaz birden arkamdan sıkıca sarılıp boynumdan öpmeye, kasıklarını popoma kuvvetlice dayamaya başladı. O halde zar zor ayakkabılarımızı çıkartmamıla birlikte hiç bozmadan sanki zorla götürüyormuş gibi yatak odasına doğru itmeye başladı beni. Arkamdan ayrılmadan yatağa yüzüstü yatırıp öpmeye devam ediyor hafifçe ağırlığını üstümden alarak pantolonumu sıyırmaya başlamıştı. Açılan popomu güçlü bi şekilde avuçlayıp okşayarak bir kaç tokat attı ki nasıl sızlıyordu acıdan. Ama ben anı yaşamaya odaklanmış kendimi ona teslim etmiştim. Son bir tokat atıp kendi pantolonunu da dizine kadar gelişi güzel indirdikten sonra eli ile hem deliğimi hem sikini biraz tükürükleyip deliğime dayamaya başladı. O kadar acele ediyordu ki  geçen haftaki gibi acıdan inlemelerime bu sefer aldırış etmiyordu. Başını sokup içimde ilerledikçe ben kendimi yine ileri atmaya çalışıyordum. Bu hızlı girişi iyice canımı yakmasıyla dayanamadım
+ oğuz yavaş olsana napıyon mk
– kes sesini lan. Artık benimsin ve ben nasıl istersem öyle sikerim seni ibne.
+ ya oğlum yavaş elinden alan yok tamam senin ama yavaş ya
İsyanıma rağmen hiç umrunda olmadan kökledi ve bir kaç kez bu şekilde gidip geldi. Geçenkinden çok daha sertti tavırları. Pişman olmuş hissettim aldığım acının etkisinden. Aklımdan “bitsin, bi daha gelmicem” diye geçirirken oğuzun hızlanması bir oldu. Çektiğim acıdan artık gözlerimden yaş gelmeye başlamıştı. Ben yavaş dedikçe daha sert köklüyor hızını kesmiyordu. Soktukça gözlerimden yaş geliyordu. Üzerimdeki ağırlığından hareket edemiyordum. Biraz gevşetse kaçacaktım ama yok ritmini hiç bozmadan 3 5 dakika devam etti. Yorulmuş olacak ki hızını düşürdü köklemesini de kesti usul usul sikiyordu. Boynuma omuzlarıma öpücük kondurmalara başlamıştı. Bana da bir rahatlama geldi böylece gevşemiştim biraz. Ara ara hızlanıp ara ara dinlenerek bu şekilde 20 dk kadar sikti. En son boşalırken hızlanıp hırıltıyla son damlalarınıda içime bırakarak deliğimden çıkmadan üzerime yığılıverdi.
– ohhh bee kavuştum sonunda güzel deliğime
+….
– ne oldu sen mutlu olmadın mı?
+ nasıl olayım olum ya mahvettin götümü. Umarım kanamamıştır.
– hadi ya inan dayanamadım kusura bakma artık bundan sonra alışacaksın ya da çekeceksin her seferinde. kalk bi bakalım götüne
Sıyrılmış pantolonumu çıkarıp lavaboya gidecekken gözümdeki yaşları elimle silmemi gördü
+ canım ağlattım mı seni ya, gerçekten bu kadar zor mu oldu senin için
– yani ne bekliyodun ki oğuz, geçen hafta peşpeşe sikmene rağmen dar olduğum için zorlanmıştım
+ hassittir ben unuttum ya öyle olduğunu özür dilerim diyerek kalkıp yanıma geldi iki avucu ile yanaklarımdan tutup dudağımdan bir öpücük aldı. Gözlerime bakıp bir öpücük daha, bir öpücük daha derken öpüşmeye başladık. Gönlümü almak istercesine duygu dolu öpüyordu. Bi müddet sonra beni belimden kavrayarak bir iki adımda duvara yasladı. Tekrar bir eliyle yanağımdan avuçladı, diğer elini ise duvarla popomun arasına sokup deliğime uzandı. Öpüştükçe deliğime yavaş yavaş masaj yapıyordu. Bu seferde ben onun beline sarılmış masajın ve ve o hisli öpücüklerin rahatlığıyla minik inlemer ile iyice gevşiyordum. Öpüştükçe daha sıkı sarılmaya başlamıştım. Öpüşmeyi bırakıp şöyle bir yüzüme baktı
– hmm hadi bakalım gönlünü aldım galiba
+ hı hı darılmamki sana
– aferin geç bi duş al sıcak su iyi gelir. Bende kahve hazırlayayım dedi. Bol sıcak su ile deliğimi güzelce yıkadım. Kurulanıp çıplak vaziyette salona geçtim. Oğuz kahveleri hazırlamış sigarasını yakmış telefonunu kurcalıyordu. Bende bi sigara yakıp oğuzun elini kaldırarak kucağına oturdum. Bu hareketim oğuzun çok hoşuna gitmiş olacak ki gözlerime bakarak dudağımdan öptü  bir tebessüm ederek bir elini belime sarıverdi. Diğer eliyle telefonuna bakmaya devam etti. Hiç konuşmuyorduk, sigaramızı kahvemizi yudumlayıp oturmaya devam ediyorduk. Oğuz arkadaşlarıyla wp gurubundan mesajlaşıyordu ve hiç benden gizleme gereği duymadan cevaplıyordu. Derken oğuza nerde olduğunu sordular.
– evdeyim knk
+napıyon evde mk
*yumurta mı çıkarıyon
-yok be olum film filan işte
+kesin porno izliyodur
*gay mı?
-he amk gay hffjknvv
*heh iyice götçü oldum desene
– ahahaha biri göt mü dedi
+ya bırak evi gel takılalım
-yok ya bugün çıkasım yok siz takılın volkan nerde sesi çıkmıyo
* ya olim çık gel işte hem volkan manitasının yanına gitti herhalde alıp senin eve gelecekler sikişmeye
-hadi ya bu ibne de hiç haber vermeden geliyo dingonun ahırı sanki benim ev
+napalım olim senin evden müsait mi var
-gidin otele
* he amk boşa ne para verelim
-o değilde haber verin artık sikikler
+ooooo bu kesin eve kız atmış
*manita mı tek atımlık mı knk
– vay anasını sizde ne götsünüz… Ne kızı, kızlar yanaşmıyo artık
*yok artık ibne mi sikiyon la yoksa
Oğuz bana gülümseyerek bi bakış attı
-yav yok kafa dinliyom
*he he tabi
-hay sikeyim sizi. Neyse ben volkiyi arayayım da geliyomuymuş bi sorim, geliyosa bi saate gelirim
+tamam ozi
*hadi bakalım bi posta daha at ibnene ozi hgffhj
-ha siktir lan gffjjh
Oğuz mesajı bırakıp volkan isimli arkadaşını aradı. Konuşma biraz üzücüydü. Telefonu kapatıp
-yavrum yarım saate burda olurmuş. Selim’in dediği gibi hadi bi posta atalım da seni uğurlayayım.
+peki ama sikini kaldırcam da boşalcan da zamanımız yeter mi ki?
– ya off sikeyim böyle işi geçen hafta seninkiler bu hafta benimkiler bi rahat olamadık. Gel başlayalım vakit kaybetmeden, deyip kalkarak elimden tuttuğu gibi yatak odasına doğru gittik. Yatağa yatmamı istedi peşimden kendisi de üzerime uzanarak öpüşmeye başladık ama bir anda nasıl azgınca öpüşüyordu. Ellerimden tutup iki yana ayırdı bileklerimi sertçe sıkıyordu. Bir an kalkıp
-yok böyle olmayacak. ilk posta fena boşalttı beni, şimdi zor kalkar
Kalkıp sikini ağzıma gelecek şekilde yanaştırdı. Mesajı almıştım ve şimdiye kadarki en güzel saksomu çekmeliydim ki bu canavar yeniden hızlıca uyansın. Hemen başladım saksoya. Yarı kalkık sikini şapırtı sesleriyle hızlı hızlı emiyordum. Oda ileri geri yaptıkça uyanmamış bu canavar yinede gırtlağıma kadar yol alıyordu. Ama işe yarıyordu her ağıma girişte biraz daha canlanan siki gırtlağıma geldiğinde zonklayarak geri gidiyordu. Oğuz daha da hızlı gitgel yaparak süreci hızlandırmaya çalışıyordu. Nihayet iyice canlanmaya başlamıştı ağzımın içinde taş gibi olduğunu hissediyordum. İyice sertleşmesini isteyen oğuz daha da bastırmaya başlamıştı ki iyice bastırdığı ilk sokuşunda küçük dilimi geçip nerdeyse beni kusturuyordu. Öööğğk etmemle geri çekip biraz durdu ve
-ooohh işte böyle devam et diyerek tekrar soktu. Benim için zor olsada erkeğimin hoşuna gittiği için hiç itiraz etmedim. Her bikaç git gel yapışında gırtlağıma kadar sokmaya çalışarak sınırlarımı zorluyordu. Biraz daha ileri gelip eğilerek rahat yutmamı  sağlayacaktı belli ve de istediği gibi oldu sonunda koca siki tamıyla ağzımın içine girmişti iyice bastırdı ama ben yine kuscak gibi oldum sonra çıkartıp tekrar denedi. Peşpeşe yapmaya başladı nefes almama fırsat vermiyordu. Son bir kez soktuğunda kafama iyice abandı. Ağzımda gırtlağıma kadar giren siki yüzümü kapatan göbeğiyle nefes almak mümkün değildi. Bi kaç saniye bekledi biraz sağa sola sallandı. Bir anda çıkarıverdi. Üzerimden çekilirken
– ohhh yeter bu kadar zaman kaybetmeyelim. Ayrıca hiç tepki vermedin hoşuna gitti dimi fahişem,
+ en güzel yarağı ben almışım neden tepki veriyim
-ahaha işte böyle tamamen benimsin yavrum. Hadi gel otur bakalım erkeğinin kucağına
Kalıp kucağına oturacakken
– böyle değil ters otur diyerek sırtımı ona dönecek şekilde oturmamı istedi
+Peki aşkımmm sen yeter ki iste ne istersen yaparım.
– hmm ne istersem mi
+ sahibim sensin dilediğince sik beni
– offf şu günü bi geçirelim de sana nefes aldırmıcam. Bu arada kucağına oturmuştum ama henüz içime almamıştım. biz konuşurken sikini popoma sürtüyordu.  Elleriyle göğüslerimden avuçlayarak kendine yaslamıştı. Konuşmamız bitince kafamı çevirip öpüşmeye başlamıştık.
-yahu adam gelecek biz hala sevişiyoz al bakalım içine masum fahişem
Elleriyle popomu tutarak kaldırdı beni. Bende aletini deliğime hizalayarak yavaşça oturmaya başladım. Bu sefer ilk postası sert olduğundan galiba deliğim ilk sikiştiğimizde ki gibi daralmamıştı şansımıza. Çünkü bir an önce işimizi bitirmemiz lazımdı. Yavaş yavaş oturarak koca sikinin üstüne tamamıyla oturdum.
-hadi zıpkamaya başla yavrum deyip kendini geriye yasladıdizlerimden destek alarak zıplıyordum. İlk defa böyle bir pozisyondaydım ve gerçekten hoşme gitmişti. Arada dönüp erkeğimiin yüz ifadesine bakıyordum. Yatağa iyice yayılmış tebessüm ederek elleriyle belimi ve popomu okşuyor, resmen beni izliyordu. Zıpladıkça önümde deli gibi sallanan benim minikte uyanmaya başlamıştı. Sanırım o da tahrik olmuş olaya kendi halinde takılmaya karar vermişti. Arada dizlerim yoruluyor ellerimle oğuzun bacaklarından destek alıyordum. Kesintisiz bir haz duyuyordum tabi biz böyle keyifliyken zamanın geçtiğini farketmiyorduk ki birden oğuzun telefonu çaldı. Söverek beni üzerinden bir çırpıda kaldırıp salondaki telefonunu almaya gitti. Geri geldiğinde
– aşkım hemen işi bitirmemiz lazım daldık öylece. 5-10 dakikaya burda olurlar.evden çıktınmı diye arıyor volkan dedi
+ benim için sorun yok sende tüm iş diye güldüm
– he hiç yardımcı olma sen zaten =) geç aynı pozisyonda bitircez.
Hemen yattı tekrar üstüne oturup yavaşça içime aldım aletini. Ben üstünde zıplarken belimden tutup aşağı doğru çekiyor kasıklarını da yukarı sertçe vuruyordu. Bir iki dakika sonra popoma iyi bir şaplak atıp birden doğruldu ve sikini çıkarmadan altımdan bacaklarını çekip beni bir anda domaltıverdi. Sırtımdan bastırarak yüzümü yatağa kadar bastırdı. Çatır çatır sikiyordu beni. Artık bende aşırı zevk alıyordum ve ikimizinde iniltileri yükselip birbirine karışıyordu. Biraz sonra omuzlarımdan tutarak kendine yasladı. Yanağımdan boynumdan öperken alttan ritim bozmadan devam ediyor. Kollarını sarılarak kenetlemiş şekilde kendine sıkı sıkı bastırıyordu.
-az kaldı orospum, fahişem, ibnem güzel götlüm diyerek inlerken ben nerdeyse yine silirken orgazm olma moduna geçmiştim. İnlemelerim hiç kesilmiyordu. Bunu anşamış olacak ki hiç beklemediğim bi şey yapıp sol koluyla sarılmaya devam ediyor eliyle göğüsümü avuçlamış, sağ eli ise benim miniği tutup sıkıp sıvazlamaya başlamıştı. Bu hareketinin verdiği şok ve aldığım hazdan kapalı olan gözlerimi açıp yerinden fırlayacakmış gibi hissederek oğuzun gözlerine baktım. O an sanki ona aşık olmuştum. Yaptığının ödülünü nasıl verebilirdim ki o an? Tüm kontrol ondaydı. Bir anda nefesim depar atıyor gibi hızlanmasıyla dudaklarımda olan dilini sömürürcesine emmeye dudaklarını yermişcesine öpmeye başladım. Kaç dakika sürdü bilmiyorum ama hiç ayrılacak gibi değildik ve niyetimiz de yoktu. Daha sonra ki konuşmalarımızda ikimizinde o an içeri kim gelirse gelsin umrumuzda olmadan devam edeceğimiz konusunda düşündüğümüzü öğrendim.
Neyse ki bi müddet devam ettikten sonra ben daha fazla dayanamayıp erkeğimin elinde boşalmaya başladım. Sarhoş olmuşcasına kendimden geçtim. Boşalmamla birlikte son kez tahrik olan oğuz spermlerimle sıvanmış parmaklarını ağzıma soktuğu anda beni eğip domaltarak bir kaç saniye daha gidip geldikten sonra o deli sert son vuruşlarıyla içimi doldurmaya başladı. Son kez sokup çıkardığında ikimizde olduğumuz pozisyonda kalakalmış derin ve hızlı nefesler alıp kendimize gelmeye çalışıyorduk. Tam da o esnada yine telefon çaldı. Oğuz zar zor yerinden kalktı salona doğru gitti. Bende hala kendime gelmeye çalışarak elbiselerimi giyinmeye başlamıştım ama çok yorulmuşum ki hızlı hareket edemiyordum. Oğuz koşarak içeri girdi
– sevgilim çabuk acele çıkman lazım bizimkiler arabayı park etmişler geliyolar, deyip hemen kendisi de giyinmeye başlamıştı. Bunu duyunca bende hızlandım ve bir çırpıda giyiniverdim. Hemen bayoya gidip saçlarıma gelişi güzel bi şekil verdim. Peşimden oğuz gelerek dudaklarıma yapıştı peş peşe özür dileyerek beni kapıya kadar geçirdi son bir öpücük daha alıp kapıdan çıktım. Oğuz volkan’a merdivenden çıkmasını söyleyip vkit kazanmak istemiş ama bana söylememişti. Bende asansör karşoiılaşmamak için merdivenden gitmeyi akıl ettim. Hızlı adımlarla birinci katın merdivenlerine geldiğimde bir kız ve erkekle karşılaştım. Erkek beni baştan aşağı şöyle bir süzerek hafif tebessümle merhaba dedi. O an anlamadım ama binadan çıktığımda aklıma “acaba benim Oğuzun yanından çıktığımı anladı mı” düşüncesi geldi. Üzerinde fazla durmadım o an ne de olsa beni tanımıyordu ve ben yaşadığım o zevk anlarını istemsizce hayal ederek yola devam ettim. Biraz uzaklaştığımda sigara içmek için durdum ama sigaramı oğuzda unutmuştum. O zaman oğuzun ne yaptığını merak etmeye başladım. Hemen arasam olmazdı. Evden çıkmamış olabilirdi. Arkadaşı şüphelenmemeliydi. Bu düşüncelerle eve gidip bir duş aldım ve odama geçip o şehvet dolu anları düşünerek uyuyakaldım. Bir kaç saat sonra uyandığımda ilk işim telefonuma bakmak oldu. 10 kez aramış ve defalarca mesaj yollamış oğuzcuğum. Mesajlarını okuduğumda ilk bir kaçında ne yaptığımı sormuş. Neden telefonu açmadığımı cevap vermediğimi sormuş. Son mesajlarında ise özür üstüne özür dileyerek affetmemi bir daha böyle olmayacağını yazmış. Hemen kendimi dışarı atıp yakındaki parka gittim. Geç vakit olduğundan kimsecikler yoktu sigaramı yakıp oğuza mesaj attım müsait misin diye. Cevabını anında gönderdi arkadaşlarıyla birlikteymiş ilk fırsatta arayacakmış. Yarım saat kadar bekledim. Beklerken iyice sıkılmış üçüncü sigaramı bitirmiştim. Aramayacak herhaşde diye düşünüp tam banktan kalkacaktım ki telefonum çaldı. Hemen açtım
-akın kusura bakma beklettim
+önemli değil canım
– ya sen neden telefonunu açmadın
+ ya sorma eve gidip duş aldım yatağa uzanmıştım nasıl siktiysen yorgunluktan uyuyakalmışım
-ulan ya bende sinirlendi küstü sandım lan seni
+ yok ya ne küscem ahahah naptın ben gidince öldüm meraktan?
– hiiiç. Geldiler, karşıladım. Yatağı düzeltip hemen çıktım bende.
+ bişey çakmadılar yani
– yok yok. Rahatız canım merak etme. Eee nasıl siktim ama seni
+ söylememmmm
– lan bi rahat bırakmıyorlar ki uzun uzun bi vakit geçiremedik.
+ olsun ya bu da yeter çabuk bıkmazsın işte
– manyağa bak, senin gibi götvereni nerden bulcam. Hem böyle de çok değişik heyecan oldu he
+ ya bişey dicem ama.. Yarın napıyosun
– oooooo bak sen orospuya tava geldi iyice. Yine mi istiyon bakalım
+ dalga geçme be sen istemiyon mu sanki
– olum istemez olur muyum ya doymadım doyamamda ama kötü haber yavrum
+ noldu
– bizimkiler yarına bi program yaptılar. Şimdi bugün ki durumdan bişey olmadı ama yarın gitmezsem şüphelenirler
+ vay amk ya bekar yaşayan adamsın düştüğün hallere bak. Ben ailemleyim bu kadar aksilik yaşamadım
– öfff ne bilim anasını satıyım. Bir gün seninle karşılaşacağımı bilsem bhnlara bu kadar takılmazdım
+ iyi neyse geç oldu ben eve geçeyim
-dışarda napıyon
+ sigara içmeye parka çıktım
– he tamam parkta kimseye verme he
+ az önce iki delikanlı geldi de ücrette anlaşamadık
– ahahaha orospusun işte.
+ ama kimin orospusuyum
– tabi ki benimsin
+ sen ne istersen o olurum erkeğimmm
– hmm ne istersem de yapar mısın
+ yaparım tabi
– neden
+ çünkü istediğini yaparsam beni o koca sikinle ödüllendireceksin
– aferin fahişemm bak sözünü unutma.. Hadi git yat sen
+ peki aşkımm iyi geceler
Eve yüzümde gülümseme ile gittim. Mecburen haftaya kadar bekleyecektim. Evden gecelik izin alabilsem aslında hiç beklemezdim ama napalım
3 gün hiç konuşmadık. Bi akşam mesaj geldi. Baktım oğuzdu. “Müsait olunca ara beni” yazmıştı. O esnada yemek yiyordum. “peki” deyip acele etmeden yemeğime devam ettim termos bardağıma kahvemi aldıktan sonra parka doğru yürüdüm. O akşam biraz hareketli olsada rahatsız edilmeyeceğim boş bir bank bulup yerleştim sigaramı yakarken oğuzu aradım.
+ napıyosun erkek
– tv izliyodum seni beklerken
+ kahvemi alıp parka geçtim bende beklettim birazcık. Sonuçta sikmeyeceksen bekletme hakkım var ehehe
– yani gel sikcem desem uçacaksın he
+ he he aynen
-e hadi gel o zaman
+ evin önündeyim kapıyı aç
– dur ya akşam akşam azdırma beni. Ya baksana sen o gün niye merdivenden inmişsin bende volkan’a merdivenden çıkmasını söyledim vakit kazanmak için
+ eee?
– karşılaşmışsınız siz?
+ Demek onlardı
– ya sorma başıma gelenleri… bugün işten sonra konuşuyoduk. Volkan herkesin içinde “o çocuğu mu sikiyodun la biz gelmeden” dedi birden
+ hadi canım?
– he ya… Rahat iki saat muhabbetini ettik. Baya üstüme geldiler
+ nasıl anlamış ki?
– ne bileyim senin saç ıslakmış aceleyle iniyomuşsun utangaç bi şekilde. E tabi bizde o kadar geç kalıp son anda çıkınca hedefin senin olduğunu anlamış. Bi de salonda sigaranı unutmuşsun ben yok öyle bişey deyince o sigara kimindi mk deyip durdu.
+ hassittiiirrr. Kalbim küt küt atıyo şu an
– ya sen bi de benim yerimde olsan napardın. Neyse yok filan dedimse de tv izliyom diye bize yalan söylüyon diye sıkıştırıyolar, volkan çocuk da fena bişeye benziyo nerden buldun diye üstüme üstüme geldiler.
+ eee ne dedin peki nasıl inandırdın
– ne inandırması olum bunlar yamyam gibi, kızma sakin ol ben itiraf ettim ya
+ oğuz manyak mısın neden itiraf ettin
– ya kusura bakma nasıl olsa bilirsin işte siken kişi fazla yadırganmaz. hem zaten seni tanımıyolar benle de arada taşak geçerler
+ bilmiyorum oğuz yani ikimiz arasında olan bişeydi bu
– olum en azından bundan sonra rahat takılırız bi de onu düşün
Biraz sessiz kalıp düşündüm ve
+ hmm bak bu oldu işte şimdi rahatladım
– tabi ya onlara da dedim beni iş üstünde rahatsız etmeyin artık diye. Kabul ettiler
+ iyi o zaman ama benim heyecanım hala geçmedi. Yanıyo yüzüm çok utandım oğuz
– ohhh sen canını sıkma yavrum. Hem onlar benim en yakın arkadaşlarım illaki bi gün öğrenirlerdi bi şekilde ama ikinci sikişimizde öğreniverdiler. Ben seni fazla oyalamayayım oturup durma parkta.
+ peki haklısın.
– hadi görüşürüz
Telefonu kapatıp derin bi oh çektim. Kahvemden bi yudum aldıktan sonra sigaramı tazeledim. İçim çok tuhaf olmuştu. Daha önce başkalarıyla da seks yapmıştım ama sadece onlarla benim aramda ikili bi sırdı. Şimdi ben oğuzla her yattığımda arkadaşları oğuzun beni saatlerce siktiğini bilecekler ve illaki oğuza soracaklar, oğuz onlara beni nasıl siktiğini ballandıra ballandıra anlatacaktı. Çünkü bende erkektim ve erkek muhabbetini haliyle biliyordum. Bu duygu beni çok tuhaf etmişti.
Bir gün sonra oğuz beni aradı. O gün evde kimse yoktu rahatça telefonu açtım
– azgın götlüm napıyosun
+ evdeyim
– parkta değil misin
+ ahahaha yok evdekiler dışarı çıktı
– he tamam. Cumartesi gününe işin filan çıktı mı
+ henüz bişey yok
– yarın netleştir haber ver o zaman
+ tamam
-iki gündür kankilerim seni sorup duruyor biliyo musun
+ hadi ya, tahmin ettim ama… Çok abartmasaydın anlatırken
– ahaha olduğu gibi anlattım. Var ya dalga geçeceklerdi ağızlarının suyu aktı he
+ iyi işte kurtulmuşsun
– Bi de volkan da seni gördü ya o bile pişman oldu gördüğüne selim ile murat ölüyolar meraktan, volkan’ı da zırt pırt anlatsana ya o kadar iyi miydi tipi filan diye soruyorlar.
+ ahahaha o kadar güzel değilim ki abarmayın mk.
– Ya bak ne dicem cumartesi erken gelsen biraz oynaşırız
+ ne o bana işin olmasın diyodun senin mi işin var neden biraz oynaşıyoz?
– yok lan erken gel işte. 5 6 ya kadar sikerim seni rahat rahat, sonra benim elemanlar gelcekler seni tanıştırcam
+ oğuz sen iyi misin ne saçmalıyon
– napayım ya çok ısrar ettiler. Ben de kabul ettim.
+ gerçekten bu kadarı fazla bokunu çıkarma!
– ya tanıştırcam altı üstü ne var bunda mk.
+ oğuz sevgili ilişkisi mi yaşamak istiyosun arkadaşlarınla neden tanışayım ya? Benim tek amacım seks, duygusallık istemiyorum ben – yapma ya ben seninle evlenmeyi düşünüyodum. Beyaz gelinlik içinde seni görmek filan
+ ne diyon ya
– takıdan sonra gelin odasında başlardık gerdeğe ahaha
+ öfff sadede gelecek misin
– oğlum bizim bunlar evdeyken filan da seninle biz odaya geçer rahat takılırız işte neyin tribini yapıyon. Düşün bi hafta seninkiler engel olsa diğer hafta benimkiler, şu iki haftada bi rahat yüzü göremedik hep mi böyle olsun. Seninkiler öğrenemez benimkiler bari bilsin de bi taraftan rahat görelim
+ hmm haklısın ama yani bi insan sorar filan kendi kendine kararı vermişsin
– geçen ben ne istersem yapacaktın söz vermiştin ne diyon sen ya sinirlendirme beni
+ o söz başka bu başka
– kes lan sikerim ağzını yüzünü
+ tamam ya of kızma
– hadi ben kapatıyorum yarın haber ver gelip gelmeyeceğini ona göre cumartesi günü nasıl kızılırmış gösteririm.
+ eyvah yarağı yedik desene
– başka yiyecek bişey yok
Telefonu kapattıktan sonra içimde heyecan fırtınaları kopuyordu. Bi taraftan da korkuyorum tabi aynı ortamda birden fazla kişinin benim gay olduğumu bilmesi ve acaba daha çok kişi bilecek mi korkusu var. Ertesi gün akşama kadar bu ilişkiyi devam ettirmeli miyim, yoksa bırakmalı mıyım düşüncesi kafamı allak bullak etmişti. Daha önce yaşadığım ilişkilerimi göz önüne alarak oğuz gibi bir partner bulmak için kim bilir kaç kişinin altına yatacaktım. Bu açıdan düşündüğümde kararımı verdim. Tanımadığım kişilerle olmak yerine tanıdığım kişinin isteklerini yerine getirip emin ellerde olmak daha cazipti.
Kararımı tekrar düşünüp oğuza yarın kaçta geleceğimi mesaj ile sordum. Öğle 2 gibi buluşmak için anlaştık. Heyecandan uyumakta zorlansam da sabah erkenden kalkmıştım. Hafif bi kahvaltı yapıp duşa girdim ve vücuduma güzelce temizliğimi yaptım. Buluşma saatim gelene kadar bi kaç saat oyalandıktan sonra artık saat gelmişti. Mesajla yola çıktığımı haber verdim. Erkeğimin evine vardığımda oğuz bana sarılarak sıcacık bi kaç öpücükle karşıladı. Hareketleri önceki günlere nazaran çok rahattı. Kendisi içeri geçerken bana
-hadi geç mutfağa kahvemizi yap. Herşeyde hizmetimi yapacaksın yok öyle sadece yatak.
+ istersen sikine masaj da yapayım iyi buldun hizmetçiyi
– ooo yapar mısın gerçekten
+ hayır
– ne demek hayır bak üzdün çocuğu, deyip eşofmanından kabarmış sikini gösterdi. Atışmalarımız çok hoşuma gidiyordu. Baya baya kafamızın uyuştuğunu gösteriyordu bu. Tam mutfağa giriyordum ki
– akın önce odaya geç soyunsana rahatla bi. Benden de utanacak değilsin ya artık. Bu evde kıyafet giymeni yasaklıyorum
+ aynen ya iyi olur.
Odaya geçip bir çırpı üstümdekileri çıkardım. Sadece sigaramı alıp salondaki sehpaya bırakmak için gittim. Oğuz oturmuş bacaklarını açmış tv izliyordu. Paketten bir dal alıp yaktım
– ee ne oyalanıyon yap hadi kahvemi
+ tamam ya dur yoldan geldim bi nefes aldır mk.
– gel bi öpücük ver bakim öyle git
Yanına gidip eğildim öpücücüğünü verdim. Hemen popomu avuçlayıp iki tokatla
– hadi hadi kahve içmeden siktircen şimdi bana
Sigaramı içerek mutfağa gittim malzemeleri bulup erkeğime ilk kahvesini yapmaya başladım. Suyu ocağa koyup kaynamasını beklerken oğuz ben farketmeden gelip arkamdan belime sarıldı. Üzerinde eşofmanı ile popoma sürtmeye başladı bir taraftanda boynumu koklayarak öpüyordu. İki elimle tezgahtan destek alarak popomu sağa sola kıvırmaya başladım. İki dakikada oğuzun aleginin sertleşmesini hisstettim. Belimi bırakıp eşofmanını sıyırdı aleti tutarak kalçalarımın arasına sürtüyordu.
+ ya şimdi mi sokcan
– farkeder mi ki
+ su kaynamak üzere ama
– olsun
+ sen boşalana kadar buhar olur hepsi
– sen işine bak canım
Eliyle sikini tükürükleyip deliğime dayadı. Bastırdıkça ben tezgahtan daha fazla destek alıyordum. Bu arada deliğimde artık ona alışmıştı. İlk hafta olduğu gibi zorlanmıyordum. Sonuna kadar yavaş yavaş soktu kalçalarımı kavrayıp iki yana ayrıyor tekrar birleştiriyordu bense hemen inlemeye başlamış sikilmenin özlemini gidermeye çalışıyordum. Bi kaç kez yavaşça sokup çıkardıktan sonra
– hm su kaynadı hadi yap getir kahvemi deyip beni öylece bırakarak gitti. Arkasından
+ ya ne kötüsün heveslendirip bıraktın dediğimde giderken kahkaha atıyordu
Kahvelerimizi içerken havadan sudan konuşmaya başladık. Arkadaşlarının konusunu bir türlü açamıyordum. Derken
+ arkadaşların kaçta gelecek
– 6 gibi burda olurlar
+ kaç kişi olacak
– 3 kişi, volkan selim murat.
+ gelmeseler olmaz mı ya? Hem napcaz ki “merhaba, merhaba” bitti işte…
– olum panik yapma bu kadar ya. Seni ortalarına alıp soru yağmuruna tutmazlar merak etme. Hem biz böyle toplanınca okey partisi yapıyoz seninle fazla ilgilenmezler.
+ ee sen de ilgilenmeyecek misin yani
– ara verdiğimizde ilgilenirim
+ yarım saat seni mi beklicekler
– beklesinler ne olacak. Sen bırak şimdi onları gel bakalım otur şöyle deyip kucağını işaret etti. Akşamı düşündüğüm için heyecandan elim ayağım titriyordu ama özlediğim o siki önümde gördüğüm için kucağına oturmak yerine direkt avucuma alıp yalamaya başladım. Konuşmalardan canı sıkılıp uyumuş aletin canlandırmaya çalışırken tadını nasıl özlemiştim ki ağzımın her noktasına değdirmeye özen gösteriyordum.
– ooohh  aç mı kaldın sen yavrum yala yala iyice doyurayım seni….
Yalayarak sikini kaldırdıktan sonra kendimi oğuza teslim ettim.
Saat 5 olmuştu.yatak odasına grçmeye fırsat bulamadan salonda 3 defa erkeğim boşalmış dinlendikten sonra dördüncü kez sikmeye başlamıştı. İkimizde yorulmaya başlamıştık. Hareketlerimiz iyice yavaşlamıştı. Üçünde de içime boşaldığından artık her sokup çıkarışında deliğimden spermleri sızıyor, vıcık vıcık sesler geliyordu. Son olarak yan yatarken oğuz
– aşkım belim ağrıdı. Az kalk oturayımda kucağıma gel dedi. kalktığımda oğuz doğruldu ve sikin her tarafına spermlerinin bulaştığını gördüm. O an çok iştahım çekti. Hemen eğilip götümden bulaşan döllerini yalamaya başladım.
– aferin temizle bi güzel. Bak hiç aklıma gelmemişti bu.
Yalayarak tek damla bırakmadıktan sonra kucağına oturdum. Bir çırpıda içime alıp yavaş yavaş oturup kalkmaya başladım. Arada eğilip öpüşüyor, göz göze bakışıyorken bitkinlikten ve hala aldığımız zevkten inlemelerimiz bile azalmıştı. O halimize rağmen oğuz’un boşalması geç olacaktı belli. Gerçi şikayetçi de değildik ikimiz de. O esnada oğuzun telefonu çaldı. Hiç kalkmadan uzandığım sehpanın üzerinden telefonu alıp oğuz’a verdim. Ben yine devam ediyordum oturup kalkmaya bi taraftan da onları dinliyorum…
– efendim kanka
* kanka nerdesin
– evdeyim
* ben volkanla birlikte çıkıyom şimdi. Selimi alcaz evden öyle gelcez.
– tamam kanki
* bana bak senin ibne geliyo mu gerçekten
– geldi bile olum çoktan. Kucağımda şimdi
* hassittir selam söyle ahahaha bira içer dimi
– söylerim içer içer alın siz
* tamam kanki hadi beline kuvvet
– yok lan bel mi kaldı. Orospu sömürdü beni. Neyse hadi kapatın mk.
Telefonu kapatınca
-böyle konuşmam seni üzmüyo dimi
+ yok canım. Hoşuma gidiyo aslında övüyosun ya beni sonuçta =)
– bedava reklam diyosun yani… Benden başkasına verirsen sikerim seni
+ sen ne dersen o aslanım
– götler dalga geçiyolar ama seni şöyle bi görseler elimden alırlar ama sen vermiceksin tamam mı
+ tamam canım sensin benim sahibim
Boynuna sarılıp öpüşürken hala içime almaya devam ediyordum. Popom bi ileri geri sağa sola her hareketinde içimde koca sikle en hoş anlarımı yaşıyordum. Bir kaç dakika sonra
– offf yavrum benim yavaş yavaş vaktim geliyo. Son olarak ağzına patlatcam az önce yalamnı sevdim
+ peki
– ama önce sende boşal göbeğime doğru. Bol bol yalarsın ikimizinkini birden.
Hoşuma gitti böyle düşünmesi. Pipim inik olduğu için büküp başı oğuz’un kasklarına en yakına boşalacak şekilde tutarak 31 çekmeye başladım. Popomu biraz kaldırarak oğuz’un git gel yapmasında yardımcı olmasını istedim. Az önce hali kalmayan adam takıt takır saydırmaya başladı. Tabi ben zevkin doruklarına koşar adım çıkıyordum. Çok geçmeden boşaldım. Kalkıp oğuz’un bacakları arasında yere diz çökerek sikini elime aldım. Yine içimdeki döller oğuzun sikine  taşaklarına kadar akıp bulanmış yapış yapış bir bir duruma gelmiş şekilde önümdeydi. Daha önce olsa çok iğrenç gelirdi ama oğuz’yken bu durum çok azdırıcı görünüyordu. Bir elim sikinden tutup yalamaya başladım. Yaladıkça dölleri bitiriyordum. Kendiminkileri de elimle tekrar sikine sürerek temizlemeye

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Garip Fabrika – 14

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ass

Annemle, Ahmet usta önümüzde öpüşmeye başlamıştı. Annem bir yandan Ahmet ustanın sikini sıvazlıyor, bir yandan dudağının vakum gibi çekilmesine izin veriyordu.

A: Bütün gece altımda olcaksın. Bu orospular da bizi izleyecek.
Annem: Seve seve. Hahahhahah. Onlara ancak izlemek düşer zaten.

Ahmet usta annemi kucağına aldı ve kalçalarını yoğurarak, uzun uzun öptü. Annem içine almadan Ahmet ustanın penisi üzerinde sürtünüyordu. Görüntü çok güzeldi. Meğerse annem neymiş haberim yok.

Ahmet usta annemi boynundan sıkarak altına aldı. Üstünde ki sütyen ve tangayi yırtarak çıkardı kaslı kollarıyla. İçine girmeye başladı. Annem çığlık çığlığa aldı içine ve inlemeye başladı. Mükemmel ojeli, ince çoraplı ayakları yanlardan sallanıyordu. Üstünde resmen bir aygır vardı. Annem çok dayanamadan titreyerek boşaldı. Ama şöyle bir şey var ki Ahmet usta 3 defa boşalmıştı. Daha uzun uzun sikecekti annemi.

Daha sonra annemi köpek pozisyonuna aldı ve darbeli matkap gibi arkasına işledi. Annemin yüzü bize dönüktü. Gözlerini kısıyor aldığı zevkten dudaklarını ısırıyordu. İnleye inleye bir hal olmuştu. Gözlerimizin içine bakıyordu bir yandan. Ben yorgunluktan ellerim bağlı haldeyken gözlerim kapanmaya başladı. Yatağa kafamı yaşamıştım. Bir anda vücuduma elektrik geldi.

A: Sana uyuyabileceğini söylemedim.

Ben hemen kafamı dikeltmiştim. Annem suradıma tokat atıp çenemden tuttu. Suradıma okkalı bir tükürük atarak yüzüme yaydı. Bir yandan inliyordu.

Annem: Aaaaaah. Sik beni sik şunların önünde.

Ahmet usta slap slap sesleriyle odayı inletiyordu. Matkap gibi çalışıyordu. Annem titreyerek tekrar boşaldı. Çok uzun sürmeden Ahmet usta titreyerek annemin üstüne yığıldı. Annem resmen altında kaybolmuştu. İçinden çıkmamıştı.
Daha sonra içinden çıkıp başımızın üstüne geldi didim escort yatak tarafından. Ağız toplarımızı çıkardı ve penisini babamın ağzına verdi.

A: Sende oğluna yalat kendini. Spermlerime hasret kalmıştır.
Annem: Sen nasıl istersen efendim.

Annem yatak üstünden kalkmadan bacaklarını omzuma koydu ve kafamı önüne bastırdı. Ben işimi yapmaya başladım. Dilimi güzel bir şekilde kullanıyordum. Hafif tuzlu bir şekilde Ahmet ustanın spermlerini ve annemin zevk sularını birlikte yuttum. Uzun bir süre bize yalattılar kendilerini. Annem zevk almaya başlamıştı. Ahmet ustanın penisi de yine dikelmişti. Annem kendini yatağa bırakmış önünü okşuyordu ben yalarken.

A: Güzelim bu çapsız kocan götünü sikebildi mi senin ?
Annem : Hayır hiç yapmadı.
A: Güzel desene bekaretini de alacağım götünün. Gerçi önünün de kimsenin ulaşmadığı yerlerine ulaştım.
Annem: Ama çok büyük nasıl alcam.
A: Sen merak etme güzelim.

Ahmet usta ellerimizde ki birer kelepçeyi çıkartarak bir tane ile ikisini bağladı. Eline aldığı kelepçe ile annemi bize doğru ellerinden bağladı. Karşıdan ona bakıyorduk. Daha sonra ağzına ağız topu yerleştirdi.

A: Şimdi senin bağırmanla uğraşamam. Bu güzel götün hakkını vercem merak etme.

Ahmet usta annemin kalçasına sağlam bir tokat attı. Annem poposunu salladı dans ettirir gibi.

A: Orospu seni ya nasılda istiyor.

Göt deliğine tükürük bıraktıktan sonra yarrağını yerleştirdi. Kafasını sokarken annemin gözleri faltaşı gibi açıldı, hafif girdiği zaman gözleri yana devrildi ve içten bir çığlık geldi. Tabi ağız topundan çıkabildiği kadarıyla. Ahmet usta içine girmeye devam ediyordu ama annem acıdan bayılmak üzereydi. Uzun uğraş sonunda içine tamamen yerleşmişti Ahmet usta. Gidip gelmeye başladı artık. Süre geçtikçe annemin acı inlemeleri didim escort bayan yerini zevk inlemesine bırakmıştı. Artık annem kendini bastırıyordu. Ahmet usta sert bir şekilde annemin götünü sikmeye devam etti.

A: Götünün bekaretini de aldım. Her şeyimle benimsin yavrum.

Uzun süre git gel sonucu annem titremeye başladı ve boşaldı. Ahmet usta penisini çıkardı ve annemi çözdü. Ağız topunu da çıkardı. Penisini eliyle sıvazlayarak annemin ayaklarının üstüne boşaldı.

A: Ben duş alcam. Ayaklarını da şu köpeklere temizlet.
Annem: Ahh siz nasıl isterseniz efendim. Bitirdiniz benii.
A: Daha çok bitircem merak etme.

Ahmet usta duşa gitti. Annem spermli ayaklarını ağzımıza uzattı. Biz yalamaya başladık. Önce spermleri yuttum ve çoraplı ayaklarını yaladım. Uzun bir süre yaladım. Annem ayağının içiyle tokat attı.

Annem: Topuklarımı em. Aferin böyle.

Ben annemin topuklarını emdim. Güzel bir tat vardı ağzımda. Tabi burnumda da güzel bir koku. Babama döndüğüm de oda kendini kaybetmiş annemin ayaklarını sömürüyordu. Derken Ahmet usta geldi. Duştan çıkmış iri bedeni hafif ıslaktı. Önünde inik haliyle bile heybetli duran penisi sallanıyordu. Anneme beni çözmesini söyledi.
A: Gel de beni kurula bakayım minik orospu.

Ben dört ayak üstünde yanına gittim ve bütün vücudunu havluyla kuruladım. Kafamı okşadı.

A: Bundan sonra annene hizmet eden bir köle olacaksın tamam mı? Baban nasıl hizmet ediyorsa sende hizmet edeceksin.
Ben: Tamam efendim siz nasıl emrederseniz.
A: Aferin köpek. Güzelim sende buna kocana nasıl davranıyorsan öyle davranacaksın. Oğlum diye düşünmek yok. Buda senin kölen artık.
Annem: Tamam efendim. Hiç şüpheniz olmasın. Seve seve.
A: Ha unutmayın ki hepiniz de benim kölemsiniz.
Hepimiz “evet efendim” dedik.

Ahmet usta üstünü escort didim giyindi.

A: Ben gidiyorum. Hepiniz duş alında dinlenin. Özgün sende yarın işe gelme. Annene ilk hizmet günün. Sende anne oğulu yarın sabah erkenden yalnız bırakacaksın(dedi babama). Geceye kadar.
Babam: Emredersiniz efendim.
Ben: Emredersiniz efendim.

Ahmet usta daha sonra evden ayrıldı. Üçümüz de çok yorulmuştuk. Annemden ilk emir geldi.

A: Kıyafetleri çıkartın bekaret kemeri kalsın bir tek üstünüzde. Ben duş aldıktan sonra siz girceksiniz sırayla.

Biz “Tamam efendim” dedik. Annem duşa girdi ben odama gitmiştim. Üstümdekileri çıkardım. Çok yorulmuştum. Topuklu ayakkabı üstünden inince ayaklarımda ki ağrıyı hissettim. Önümde pembe bekaret kemeri ve boynumda tasmayla öyle bekliyordum. Annem duştan çıkmıştı. Daha sonra banyo kapısı kapandı. Anlaşılan babam girmişti.

Annem: Özgün buraya gel.

Ben koşa koşa gittim.

Ben: Geldim anne.

Dememle beraber boynuma elektrik verildi ve titreyerek yere yığıldım.

Annem: Aptal dört ayak üstünde gelceksin ben çağırdığımda. Ayrıca anne yok efendim diceksin. Al şu kremi bacaklarıma ve ayaklarıma sür.
Ben: Özür dilerim efendim.

Hemen kremi aldım ve sürmeye başladım. Bacaklarına ve ayaklarına sürdüm kremi, masaj yapar gibi. Babam çıkana kadar buna devam ettim.

Annem: Babandan sonra duşa girip uyuyorsun. Şu koltuğun üstündekileri al. Yarın sabah 9da kalkarak bunları giyeceksin. Kahvaltıyı hazırlayıp 10da ayaklarımı yalayarak beni uyandıracaksın. Şu tasmayı da duşa girerken çıkart. Sabah takılı olsun.
Ben: Emredersiniz efendim.

Babam çıkmıştı. Duşa gidecekken kendi isteğimle annemin ayaklarına öpücük kondurdum.

Annem: Hahahah aferin öğreniyorsun. Ayakta gidebilirsin. Çabuk. Hadi.

Ben hemen koltuğun üstündekileri alıp odama götürdüm. Deri bir tanga, siyah jartiyer, siyah topuklu ayakkabı ama bugün giydiğimden daha yüksek ve deri bir sütyen vardı. Odama bıraktım ve duşa girdim. Temizlenerek yatağıma girdim ve alarmı kurarak uyudum.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

MÁRTI EROTIKUS TÖRTÉNET

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal

MÁRTI EROTIKUS TÖRTÉNET
Kirándulás Keszthelyen nyaraltunk van Nagyi hazában, Együtt az egész család. Péter bátyám Elég nagy volt már, Így egyre ritkábban tudtak rávenni van szüleim, Hogy VELÜNK tartson. A legtöbbet hamar elege lett, utána egy nap eszebe jutott, hogy meglátogatja a veszprémi barátját. – Igen, maradjak egyedül? – kerdeztem elszontyolodva. – Hogy egyedül? Isa anyuék? – Persze, a Kláriék sincsenek idehaza és szomszédbol, rettenetesen fogom unni magam. – Csak ket naprol van szó … A ha akar, velem jöhetsz. Elvigyororodtam, a korai volttól. – Egy feltetellel! Tedd égess a azzal, Hogy örökké törvénytelenül vihogsz, és egy SZAD ELE kapod a kezed. – Jaj, ne izélj, tudod, hogy a mega fogszabályzó miatt volt! Már megyek gimibe jártam, Pétertol mindig úgy gondolt rám, mint ahogy a lányos bulikon látott a pubertáló barátnoimmelnek, akiknek már kevéssé jártam össze valakivel. Az új suli szétszórta a bandát, az új barátnoink meég nemigen voltak. Anyámék nem bánták a dolgot. Másnap reggel felkerekedtünk hajnalban, mert Peter azt mondja, akkor jó volt a stop. Bár megálltunk reggelizni (és eluntuk a várakozást az út szélén), így hamar Veszprümbe értünk. Mém soha nem jártam itt, és Péter mutogatta a látnivalókat. Csalódás volt, Hogy Nem volt senki a barátjáéknál Otthon egy bátyám Nem esett kétségbe. – Mászkálunk egy kicsit, aztán visszanézünk. Engedélyezett Egy nekem a sors, úgyhogy jó hangulatban tértünk vissza van sráchoz, Aki ötlet Jart egyetemre is. Úgy emlékszem, nemrégen költöztek a Pestrol, ahol Péterrel összebarátkoztak. – Mit csináljunk? – kerdezte a bátyám, miután k**erült, hogy a barátja mindig ott van. – Visszaerünk anyáékhez mega az este? – kerdeztem remenykedve. – nekem Már elegem Volt olyan stopból, Inkább nézzünk Szállás UTÁN Nem nézett ki Rossz bulinak Péter élvezte meg, Hogy AZ szervezheti eseményeket. Kivártuk, AMIG már megjött szolobol van kollégium vezetoje, és hajlandó volt kinyitni Egy Nekünk szobát – szerintem Tök olcsó volt. A bátyám Még egy beszerzett üveg vörösbort, aztán birtokba vettük a szobát. Nem volt valami lakályos, az összetoltuk a ágyat, meg szétszórtuk a cuccainkat, csapra vertük a bor. Szopogattuk, es beszélgettünk, egészen belemelegedtünk. – Hoztál pizsit? – kerdezte Peter. – AZT hittem már nagyfiú mindenre Gondol – vigyorogtam, Mert van sör, meg egy bor megtette a hatását. – Nem tudom, mit csinálsz, az en nyáron meztelenül alszom. – Legmagasabb lesz bugyiban leszek – meg akarom tenni a vállam, mintha nem erdekelt volna, Hogy Egy 19 Éves, Jól kisportolt RASC pucéran Lesz mellettem, ha MEG AZ bátyám van. Egy Kicsit petert van izgathatta van ~ Ahányszor, Mert elmesélte Milyan nyelv Volt egy csajt Mikor stoppolt a MULT van Nyáron, Aki vezetés közben is rövidnadrágos combjára ejtette a kezét, és az AZ Illusztráció kedvéért megmutatta, gondolt mintát. Hülyeség, hogy mindketten belepirultunk Egy Kicsit, Mikor éreztem van Göndör szorét van Meleg tenyeremen. – A volt barátnommel nudiztunk Egy párszor Tavaly. Tudtad, Hogy itt van Lehel van Mellett Balaton? – Nem ciki Annyi ember Elott meztelenül? Isa van, ha feláll egy kuksid? Egyre kerekebb szemekkel nézhettem RA, Mert folytatta: – Ne mondd, Hogy Nem ti szoktatok meztelenkedni Luke barátnoddel! Hogy hívják? Magamban Enikore gondoltam. Meg van nyár elején jöttünk haza Együtt Egy táborból, ed Egyedül maradtam Volna pár napig, Mert náluk Senki nem volt Otthon. Elfogadtam osztálytársnom ötletét, Hogy aludjak van családjuknál. Elso éjszaka jó sokáig pusmogtunk táborbeli fiúkról van MEG jobban felizgattott Eniko Dugi Martinija, meg az, Hogy Egy olyan hálóruhája szerint csak bébidoll felso voltot. Gyakran felugrált ágyából az, vízért ment, kint felejtette van Bravot, meg ilyesmi. Egyszer benyitott öccse AZ Egy törülközoben. Nagy Eniko meglepetésemre Nem Jott zavarba, Pedig van Melle baromi Jól látszott van hangulatvilágításnál, ed Bugyi SEM voltos Rajta. Mikor lehajolt István rám kacsintott ed hangosan Így Szolt “Mindjárt Elmegyek, csak van krémedért jöttem” “PFUJ, disznó” – Eniko korholta a belepirult, Mikor odadobta van tubust AZ öccsének. “EZ MinDig Így megy Nálatok?” – kérdeztem, Mikor István bezárta mögött Maga AZ ajtót. „Dicsekvo majom … Bár Elég jó van segge, és Vele elol SINCS semmi baj. Neha meg MinDig Együtt fürdünk, napozunk Vagy, ha szüleink nincs valamije Itthon „- .. Szar hozzá Eniko, miközben lefekvéshez készülodött Akkor Azért nekem is eszembe jutott már bátyám, meg Eniko mellbimbója, meg Még sok-minden, mielott Lassan álomba cumiztam AZ ujjam van combjaim KÖZÖTT. – nem szoktunk – Mondtam hangosan, aztán összeszedtem van bátorságom. – Ésaiás Milyan nyelv volt -? egy nudista strand Szerintem Még Jobb, menta van textilesek Nincs Szemét, ed vidámabbak aZ emberek – .. Én is kipróbálnám – csúszott ki számon Mar Keso voltos Mert Péter rávetette MAGAT van dologra. – Igen Hát Akkor Keszthelyrol Majd becserkésszük -? az en meg nem voltam meztelenül senkivel Baromira zavarba TUDOK am Jonni -! próbáltam visszatáncolni. – Ne hülyéskedj Elottem van szégyelled Magad? – Hát te is pasi vagy! – mondtam, azt gondoltam magamban, hogy “sot nem rossz”. – Na, akkor nudizunk egyet! – jelentette ki. Leégni Nem fogunk, Mert leoltjuk a lámpát, ed Így akkor belejössz az elso Elott. Péter meq kiszaladt van sarki kocsmába utánpótlásért, MEG izgultam, Hogy km köd ebbol kisülni, hogy végül jelentése Inkább jó Érzés volt. Csak a hold világított, hogy mid Ott meg álltunk már szobában, ed Lassan lehámoztuk Magunkról rendelkezik Kevés nyári ruhát. Cicifix sem voltos rajtam, Mert bár melleim eléggé fejlettek, Nem szeretem ha Fel vagyok kantározva. Felhúzott lábakkal Ultem van falnak dolve ed Szinte dideregtem van Furcsa helyzettol van burgundi híd Jól Jott. A temática siyékamlósabbak lettek, a puncimról nem beszélve. Nem tudom, mit láthatott Péter az en Lassan ki tudtam Venni van félhomályban, Hogy beszéd közben Neha megigazítja van kispétert, ahogy Apu szokta felhívni. En est szétnyitottam Neha Labam, Mert AZT éreztem, Mintha Valami szivárogna van nuncimból. Neha megdermedtem, Mert már csendben Szinte Hallani lehetett, Ahogy végigsimítom van Labam kozet, ed megnyugtatom van csiklómat (Bar Inkább felizgattam). Péter odaadja mesélt intim kalandjairól. A bortól en van felengedtem, ed suttogva elmeséltem, Mikre szoktam gondolni elalvás Elott, persze OT Nem említettem. Láttam, hogy nyyokat nyel, és próbáld ki egy farkát. Lassan kiürült az üveg. Csalodott voltam, mert csak most kezdtünk belejönni. – Megyek zuhanyozni. Nem jössz? – kérdezte szinte harisnya, és fekszik. Ásítást színleltem. Csak Peter nem hallja, milyen szívdobogásom van. – Menj elore! From nehogy elfürödd a melegvizet! Úgy érzem, egy mellbimbóm, hogy vegnak kellett dörzsölni magam. Hallottam, ahogy megnyitja Péter zuhanycsapot. Nem bírtam ki becsúsztattam Két ujjam van puncimba a bátyám fütyköse Jart AZ eszemben. Ha nem akartuk volna, egy zuhany alatt akkor állandóan egymásra és egy testünk. Beszappanoztuk Egymás HATAT, ed Nem Bantam Hogy van bátyám közben Erzi testével van meredezo mellbimbóm, MEG van fenekemen AZ ágaskodó fütyijét. Ilyenkor elme ketten idegesen felnevettünk az egyszerre dideregtem tüzeltem ed. A VÉGÉN Egymásra néztünk ed vigyorogva megállapítottuk, Hogy MEG ilyet jót egyikünk van zuhanyozott. Ledoltünk széles ágyával rendelkezik. – Jól megmostad egy nunid? – kerdezte, ahogy kiskoromban. – Várj, megnézem! – válaszoltam, szétterpesztettem van Labam, Hogy o értéke érezze van combom. Az arcomhoz dörzsöltem van puncis tenyerem, ed beszívtam van Saját illatom. – Hmmmm … fincsi, illatos! – jelentettem. Megkerestem az orrát, ez mintát vehetett. – Atyám! Te nem tudod, mit csinálsz velem – mondta, és elkezdte egy bort húzogatni egy farkán. – Ugyan már! Hagyd, idebújok – Mondtam, bár magam is tudom, Hogy álltam meg, Hogy nem masztizzak en est Egyet. Reggel összebújva ébredtünk, hogy egyikünk héten akart kibontakozni AZ ölelésbol.
Reggel úgy éreztem, mintha egész éjjel félkemény lett volna a farkam, mikor a húgommal egy ágyban aludtunk a veszprémi kollégiumban. Mikor felébredtünk, tudtam, hogy nem ártana egy jó, tojásos reggeli, de titokban mind a ketten élveztük az estét, és nem akartuk megtörni a varázst. Hirtelen eszembe jutott, mit játszottunk az elso pörgetos esténken a gimnáziumi osztálykiránduláson.
– Gyere, bekötöm a szemed! – mondtam Mártinak, aki már korábban ébren volt.
– Mi van? Mit játszunk? – kérdezte felhúzva magán a lepedot és felkönyökölt.
– Nem az igazi, mert nem vagyunk felöltözve, de sebaj – válaszoltam – A játék neve: MICSODÁM? – mondtam, miközben átkötöttem a tarkóján egy összehajtogatott abroszt.
– Micsodád? – kérdezte Márti és vigyorgott.
– Majd megérted! Szólj, ha érzed valamimet a testeden! Ki kell találnod, mivel érintettelek meg. Nem tudsz zálogot adni, de ha nem találsz, egy puszit kapok a számra! – mondtam neki.
– Hu, de izgalmasan hangzik! És ha nem is akarom kitalálni? – kérdezte Márti, és kacsintott is volna, ha nincs bekötve a szeme.
– Tudod mit? Legyen seggrepacsi!
– Óh ne! Akkor inkább mindent kitalálok!

Elhelyezkedtem a lábánál.
– Ezt is? – kérdeztem.
– Ez a combod! – nevetett Márti – Olyan nehéz!
– OK! Tízbol egy! Húzd félre a takaród, mert így nem ér!
– Ki van a seggem!
– Miért? Nagyon szép! És tiszta – állapítottam meg. A húgom kuncogott.
– Jézusom, ez a kezed a fenekem hajlatánál!
– Persze! Most egy seggrepacsi jön, készülj!
– Auuúú! – Megint odahelyeztem a fütykösöm, széthúzva feneke félgömbjeit. Nagyon ingerlo volt, mereven álltam, mint egy koronaor.
– Csak nem a kispéter? – kérdezte hitetlenkedve, és óvatosan szétnyitotta a combjait.
– OK! Talált! – Megnyaltam a melle hajlatát, megdörzsöltem az orrommal a lapockáját, a karommal a karját, a fülemmel a combját, de mindent kitalált. Akkor kapott csak seggest, mikor a talpához nyomtam a makkom. A nedvességbol azt hitte, nyalogatom, aztán nagyot nyögött, mikor bejelentettem, hogy mit csinálok valójában a háta mögött.

Nem volt rossz, mert közben leplezetlenül bámulhattam a nagyajkait a világosbarna göndör szorszálak között. Mikor cseréltünk, a hülye játékom miatt büntibol hanyatt fekve kellett turnöm hugicám ingerlését. A szájába vette a lábujjam, összedörzsölte a mellbimbónkat és feltunoen sokat foglalkozott kispéterrel, de mindig arra tippeltem, hogy végre rám ül, vagy nyalogatja a fütykösöm, de csak kuncogott. Sose tudtam volna korábban elképzelni, hogy ennyire át tud verni valaki a hónaljával, karjával és miegyébbel. Csak akkor hagyta abba, mikor észrevette, hogy a kezétol majdnem elcsöppenek. A hangokból ítélve közben o is a puncijában matatott. Közben jól megéheztünk, de már felöltözve is végig állt a farkam, mert az jutott eszembe, amit a hónaljával csinált a reggel. Meg más is. Mi tagadás, gyorsan tanult a kis csaj! Nevetve meg is jegyezte a nadrágomra sandítva, hogy milyen jó, hogy nem lehet látni, ha a lányok izgalomban vannak.

Ami persze hülyeség, mert hazafelé csak addig volt rossz a stop, amíg eszembe nem jutott, hogy cserélje le az ingét a szuk pólójára, amit szinte kiböktek a mellbimbói. Elfogyott vagy két üveg somlói, míg hazaértünk. Otthon nem számoltunk be mindenrol részletesen, de láttam, hogy anyámék mennyire boldogok Márti kicsattanó jókedvétol. Képzelem, Apu mit érzett, mikor Márti közel hajolt hozzá az esti puszinál a hálóingjében, ami kevés dolgot hagyott a képzeletnek. Én fergetegeset élveztem az ágyban, ami szégyen, de hasznos. Az átszurodo hangok elárulták, hogy az emelet másik hálószobájában is forró volt a hangulat. Másnap vigyorogva köszöntünk egymásnak jó reggelt, és mikor kérdeztem Mártit, hogy jön-e velem strandolni, azonnal igent mondott Apu nem tiltakozott, mikor Péter reggel kölcsönkérte a kocsit, én is azt hittem, átmegyünk a gyenesi strandra. Nem kérdeztem semmit, aztán, miután felvettünk egy csajt a gesztenyesor után, magától is elmondta, hogy tud egy jó strandot a közelben, oda megyünk éppen. A lány pár évvel volt csak idosebb nálam, a barátnojéhez készült, aki éppen most pihente ki a felvételi izgalmait. Pár percre állt ki stoppolni. Nem siethetett túlságosan, mert mikor kérdeztem, velünk tart-e, kis gondolkodás után benne volt a dologban. Egy kicsit meg is bántam, mert láttam, hogy nem közömbösek számára Péter mellizmai. A bejáratnál estünk pofára Judittal, mert ez volt az a nudi strand, amirol Péter beszélt az éjszakánkon, bár nem mondta volna, hogy fölösleges betennem a fürdoruhát. Új barátnonk hezitált egy kicsit, de amikor megtudta, hogy testvérek vagyunk, végül is besétált. Tetszett, hogy ilyen rendes – biztosan nem akart semmi zurt.

Még szinte üres volt a strand, nem is vetkoztünk neki nagyon, csak amikor láttuk, hogy az újonnan jöttek feltunoen méregetik a szuk bikinikbe szorított melleinket. Péter is letolta a gatyóját, de nem csapott a hasára a farka, mint Veszprémben. Nem is értettem a dolgot, mert szerintem én is jól mutattam a diszkrét, halványodó csíkkal a mellemen (mikor egyedül napoztam otthon az erkélyen, nem volt rajtam sok minden), Judit cickói láttán viszont még én is csettintettem. Péter meg elfelejtette becsukni a száját. Gondoltam, késobb majd megkérdezem, miért nem izgult fel.
– Miért nem veszed le a bugyit? – kérdeztem Juditot.
– Szorfertozésem volt – magyarázta. Nem értettük, de nem sokat akadékoskodtunk. Hülyültünk a melegedo vízben, rá se rántottunk a szomszéd strandról átsétáló kukkolókra. Nagyokat fújtattunk, jó mélyen beúsztunk a vízbe, vagy ha eluntuk magunkat, vízi bicikliztünk, labdáztunk. Szerencsére kevés volt a pókhasú –megbeszéltük, hogy ok valószínuleg majd ebéd után jönnek ki -, és összebarátkoztunk egy szomszédos holland családdal, ahol a gyerekek alig voltak nálunk fiatalabbak.

Elmondták, hogy már évek óta ide járnak nyaralni. Igyekeztem nem provokálni a bátyám, de néha láttam, hogy megvillan a szeme, ha szétnyitom a lábam, vagy bedörzsölöm olajjal a mellem. Judit már nem volt annyira szívbajos, megkérte Pétert, hogy kenje be ot, és persze a bátyám a felsotestét se hagyta ki. Én is kíváncsi voltam a cicije rugalmasságára, mert elmondta, hogy tornáztatja, minél késobb ereszkedjen meg. A bátyám nevetve mondta, hogy az elozo csaja kétceruzás volt, ami azt jelentette, hogy a súlyos melle alá két ceruzát is be lehetett szorítani. Csak tollunk volt, de kipróbáltuk. Judit gyozött, mert az övé olyan hetyke volt, hogy az én egy tollamat se tartotta meg. A zuhanyzóban aztán alaposan végigsimogathattuk egymást, akkor a bikini alsót is ledobta.
– A fertozés miatt kellett leborotválnom, de nem akarok vele tüntetni – magyarázta. Még sose láttam borotvált puncit, és meglepodtem, mennyire kipattogzott a bore. Visszaszaladtam a krémemért.

Megengedte, hogy bekenjem a pirosabb részeket, sot amikor felegyenesedtem, nagy meglepetésemre adott egy szégyenlos nyelves puszit is.
– Olyan helyesek vagytok! Kár, hogy el kell mennem, vár a barátnom – mondta. Mondtam neki, hogy elférne nálunk, anyuék is biztosan örülnének, de csak nem hagyta magát rábeszélni, én meg nem erosködtem túlságosan. Még annyi megbeszélnivalónk volt Péterrel…!
– Gyere, mutassuk meg a bátyónak is a kopasz nunád! – nevettem. Engedett a rábeszélésemnek, foleg, miután elmondtam neki, hogy semmi szégyenkeznivalója nincs, és nagyon kellemes látványt nyújt így is. A bátyám nem jutott szóhoz, mikor Judit ledobta a derekára csavart törülközot, aki aztán elmagyarázta neki a helyzetet. Ezután azt játszottuk, hogy különféle pózokkal fel kell egymást izgatnunk, de úgy, hogy más ne sejtse, miben sántikálunk. Az volt a vesztes, aki úgy pózolt, vagy simogatta magát, hogy felfigyelt valamelyik szomszéd. Ilyenkor hasra feküdtek, vagy zavartan hirtelen másfelé néztek.

Jót kuncogtunk magunkban. Lázasan járt a szemünk, de foleg persze egymást figyeltük, és mi nem néztünk félre, de nem ám! Már szerintem mind a hárman nedvesek voltunk, mikor a hollandok észrevették a játékot, és nevetve beszálltak ok is. A mama kifejezetten jó testu volt, de nekem foleg a fia tetszett, akinek szép hosszú dákója volt, bár Péter fütyköse sem volt akármilyen – mint Judit is megállapította a zuhanyozóban. Neki foleg az a póz jött be, amikor egyáltalán nem feltunoen, háttal nekünk, kis terpeszben négykézláb válogatott az újságjaink között. Egészen más volt, mint a bozontosok. Péter néha ártatlanul megnyalta a ketchup – os ujját, vagy a fitymáját vizsgálgatta láthatólag nagy gonddal. Én nem versenyezhettem Judit gyönyöru fenekével, vagy a kopasz puncijával, ezért néha megcsipkedtem a mellbimbóm, vagy egy óvatlan mozdulattal felhúztam a bort a csiklómról. Halálira élveztük!

Búcsúzáskor a kapuban sikerült féltékennyé tennem Pétert, mert miután széles vigyorral fordult hozzám Judit kiadós nyelves csókja után, nagy meglepetésemre én is kaptam új barátnonktol egyet. Hazafelé hallgathattam a zsörtölodését. Surun emlegette a leszbikusok a védoszentjét, de én csak kacarásztam. Elhatároztuk, hogy máskor is eljövünk még. Egy hét múlva aztán rájöttünk, hogy ha lusták vagyunk, nem kell elzarándokolnunk a Berényi strandra, hátul a kert végében is van egy tisztás, ahová nem látnak be a szomszédok. Az ebéd utáni pihenoben Apuékat se zavarja, ha meztelenkedünk. Pétert sehol sem találtam, ahogy visszaérkeztem a barátnomtol. Aztán eszembe jutott a hátsó kert, talán ott van. Ledobtam magamról mindent, és felvettem a bikinim. “Legfeljebb napozok egyet” – gondoltam, és elindultam hátra. Mikor megláttam Péter izmos testét a fuben, mögé lopóztam. Észrevettem a könyvét a hátánál, azt hittem, vizsgál valamit a földön. Megérintettem a vállát, és olyan rémülten fordult hátra, mintha éjfélkor értem volna tetten egy kihalt temetoben. Akkor jöttem rá, hogy maszturbált, mikor megláttam az ágaskodó farkát, ami elé odakapta a törülközot.
– Bátyó! Ennyire hiányzom? – kuncogtam rajta. – Pár órára elmegyek, és máris vigasztalod magad?

Nem tudtam, mitol zihál jobban: a tettenéréstol, vagy attól, amit elotte csinált. Láttam, hogy megkönnyebbül, és lassan feloldódik a feszültsége. Kimerülten felkönyökölt.
– Atyám! Még sose kaptak onanizáláson! – hitetlenkedve csóválta a fejét, és kínosan vigyorgott.
– Rá se ránts! Ilyen szép nagynak még úgysem láttalak eddig – mondtam neki elismeroen, hogy valamennyire helyreállítsam megtépázott önbizalmát. – Nem baj, ha én is napozok egyet?
– Gyere, bekenlek – ajánlkozott Péter, és elhúzta a plédrol a szétszórt holmikat.
– Csak óvatosan, mert a múltkor megégtem egy picit a nudin – figyelmeztettem ot, és letelepedtem mellé.
– Hol?
– A bikinialsóm szélénél, meg a melltartó alatt. – Jólesoen nyögdécseltem, mikor a hátam masszírozta. Ahogy hátrapillantottam, a duzzadó makkjával néztem farkasszemet, amit már nem is takargatott. Súlyosan himbálózott, ahogyan közben Péter a felsotestemen dolgozott.
– Szerinted jó ötlet itt provokálni a szomszédokat? – kérdeztem a lába közé sandítva.
– Nyugi, csak mi ketten vagyunk. A gyerekek a szomszédban már rég beköptek volna, ha meglátnak. Te is kipróbálhatnád – ajánlotta kis szünet után. – Isteni valakit meztelenül masszírozni!
– Emlékszem rá a koleszból – mondtam, és borzongva éreztem, hogy nedvesedik a lukacskám. – Gyakran masztizol? – kérdeztem.
– Épp az utolsó dugásomon járt az eszem, amikor kijöttél. Azóta be kell érnem Marok Marcsával. A szobádból kihallatszó zajokból ítélve nem masztizok gyakrabban, mint te. Apropó! Egyszer megmutathatnád, hogy csinálják maguknak a lányok!
– Semmi különös … Benedvesítem az ujjam, és … – Olyan fáradt vagyok! – sóhajtottam. – Egész délelott bicikliztünk a parton. Éreztem, hogy Péter felülrol benyújtja tenyerét a bikinialsómba, hogy bekenhesse a sajgó vörös csíkot.
– Milyen izgató a feneked! – Nyeltem egy nagyot – Mi olyan izgató benne?
– Szép kerek. Kemény és mégis rugalmas.

Éreztem, hogy megkeményedik a mellbimbóm.
– Legszívesebben én is nudiznék veled! Szeretnéd? – kérdeztem lehunyt szemmel motyogva. – És ha Anyuék kijönnek?
– Oket is levetkoztetjük – tódította Péter – Szerintem élveznék.
– Akkor hát rajta! – biztattam, és engedelmesen megemeltem a csípom, hogy lehúzhassa rólam a bugyim. Tudtam, hogy megint feláll a farka, mikor megmutatom neki a popsim, meg a bozontom. Annyira megszerettem vele a meztelenkedést! Tilos volt, de azt is játszhattuk, hogy ártatlan szórakozás. Melltartóm kikapcsolva a hátamra feküdtem. Ahogy felemeltem a lábam, láttam, hogy bátyám megnyalja a száját, mint amikor a strandon húztuk egymást.
– Emlékszel, mit játszottunk Berényben? – kérdeztem tole, és a szemébe néztem.
– Csak most nincs senki, akit zavarba tudnánk hozni.
– Hááát, ahogy az elobb elnéztem a fütykod… – Nem elég, ha engem felizgatsz?
– Na jó, de akkor most te jössz! – jelentette ki, és visszaült a pokrócra. Óvatosan felültem, vamposan leeresztettem a szempillám, talányos mosoly ült ki az arcomra, és hagytam, hogy lassan, NAGYON lassan lecsússzon a bikini felsom.

Csak néha kaptam el a tekintetét, mert alig tudta levenni szemét a meg-megrezzeno melleimrol. Én is lepillantottam, és láttam, hogy a cicibimbók körül egészen libaborös lettem. k**ugtam a nyelvem, alaposan megszopogattam a mutatóujjam, majd lassan körözni kezdtem rajtuk, hol az egyiken, hol a másikon. Úgy belefeledkeztem, hogy eloször nem is vettem észre, hogy a hegyes nyelvem magától kibújt az ajkaim között, mintha be szeretne segíteni az élvezetbe. Mikor felnéztem és megláttam Pétert, ahogy lassan a dákóját masszírozza, tudtam, hogy lesz egy kisebb orgazmusom. A másik kezemmel én is a lábam közé nyúltam, és nyögdécselve a puncimra szorítottam a tenyerem, hogy érezzem a nedves lüktetést a hüvelyemben. Nem tudom, a bátyám észrevette-e egyáltalán, hogy egy picit meghaltam, mindenesetre most o vette át a kezdeményezést. Feltérdelt, majd félig elfordult, hogy élvezhessem izmos feneke látványát. A makkján benedvesítette a középso ujját, hátranyúlt, belefúrva pillantását az enyémbe.
– Tudod milyen jó, mikor így feldugom magamnak a fenekembe – nyögte – Látod, ahogy az ujjam eltunik a szuk lukamban? – Ettol mindig feláll a farkam!

Eloször éreztem életemben, hogy feltüzelnek a piszkos szavak, de ezt inkább megtartottam magamnak, mert láttam, hogy Péter lassan kezdi elveszteni a fejét. Rámeredtem a makkjára. Csakugyan, néha megmozdult a hímvesszoje, és egyre magasabbra emelte a fejét. Annyira kemény, és diadalmas volt!
– Most már értem, miért szeretik a homokosok, ha valaki megdugja a seggüket – jegyeztem meg, és széttártam a combom, hogy én is ellenorizhessem a hátsó lukacskám.
– Fogod te még jobban is érteni! – bólintott. Széttette a lábát, és ráérosen húzogatta a bort merev, lükteto dorongján. Hátranézett a válla fölött. – Maradj így! – kiáltott fel. – Olyan jó így kitárulkozva látni a nedves puncid, az ágaskodó mellbimbódat! – hörögte. – Tudod, hogy nem is vagy rossz no? Úgy szeretném a meredezo pöcködet harapdálni, meg nyalogatni azokat a duzzadt borredoket!

Egy kicsit megrettentem a lehetoségtol, hogy még ma elvesztem a szüzességem.
– Héhé! Ne olyan gyorsan! Már az is túlzás, hogy együtt masztizunk. Nem gondolod? – Egyáltalán elélveztél az elobb, vagy túl korán jöttem? – kérdeztem szégyenlosen, és közben tenyeremmel eltakartam a csiklómat a bátyám kutató pillantása elol.
– Még egy pillanat, és egy kielégült pumát találsz itt dorombolva – dicsekedett.
– Tudod, hogy nem bánom?
– Ennyire jó neked, ha én szenvedek a kielégületlenségtol?
– Nem is sejted, mit szeretnék? – kacsintottam rá, és egyre szélesebb terpeszben húzódtam hozzá közelebb a pokrócon.
– Egy kielégült pinát, dorombolva? – vigyorgott.
– Naaa! Ez már egy kicsit durva volt, bár késobb errol is szó lehet – mondtam talányosan.
– Akkor mit csináljak a kedvedért, édesem?

Egy kis hatásszünetet tartottam. – Gondolkozz! … Hol is tartottál, mikor megzavartalak?
– Nagyjából ugyanitt.
– Szeretném, ha kivernéd elottem a farkad! – mondtam belevörösödve, de megkönnyebbülve. – Akarom látni, amikor elélvezel! Még sohasem láttam ilyet, csak filmen.
– Egy perc és elmegyek … Na és te? Hogy bírod ki élvezés nélkül? Nézz ide a kezemre és közben simogasd te is magad! – fordult velem szembe a bátyám, eros markát föl-le jártatva a farkán. Egyre jobban zihált, ahogyan én is. Teljesen belevörösödtünk az izgalomba. Megrázkódtam, éreztem, hogy megint el fogok csöppenni. Két ujjammal szétnyitottam a puncim, a másik kezem ujjait benedvesítettem a résben és a csiklómon köröztem velük. Gyakorlott voltam abban, hogy kell elocsalogatnom a búvóhelyérol. Már azonos ütemre, egyre szaporább mozdulatokkal masztiztunk nyögdécselve, szinte egymás testét érintve. Gyakran kerestük egymás szemét, és ilyenkor csak azért tudtunk elszakadni egymástól, hogy a másik vibráló kezére meredjünk, amivel a gyönyört sürgette.
– Látod, hogy milyen nedves vagyok? … Teljesen kitárom magam neked… Fröcsköld rám … Péter, én is elélvezek … mindjárt …!
– Ezt akartad? … Oóóóh! Most …!

Egyszerre mentünk el, lükteto, hihetetlen rángások között. Tiszta lucsok voltam, mert a bátyám meleg spermájából jutott a hasamra és a cicimre is, de odalenn se voltam még ilyen nedves. Hálásan és kimerülten mosolyogtunk egymásra.
– Meg vagy elégedve? – kérdezte Péter.
– Most én elégítettem ki magam, vagy te? – vágtam vissza, de aztán odabújtam a bátyám széles mellére, átkaroltam és apró csókokkal szórtam tele a göndör, finom szorét. Enikonél a WC-n ülve elhatároztam, hogy azért mindent nem kötök az orrára.
– Na itt vagyok! – libbentem be a szobába.
– A nudizós barátnodnél tartottunk. Ketten voltatok?
– A bátyám vitt ki – vallottam be.
– A rohadt életbe! Hagyja, hogy gyónjak neki a titkaimról, közben o meg nudizik a bátyjával!
– Péter unatkozott, és rábeszélt, hogy menjek el vele fürödni, de átrázott, és egy nudista telepen kötöttünk ki.
– Hát elég ciki lehetett!
– Miért, baromira tetszett. Judit az úton stoppolt le bennünket, aztán Péter ot is becsábította.
– A kis nofaló!
– Szóval ennek a lánynak le volt borotválva, mert állítólag valami szorbetegsége volt. Hátulról úgy nézett ki…! Apám! … Szóval nagyon klassz volt a strand, semmi zavaró körülmény, jókat játszottunk, hülyéskedtünk a vízben, aztán kora délután elbúcsúztunk Judittól. Miért is mesélek errol?
– A bozontom miatt. Te figyu! Gyerünk már ki egyszer együtt! OK?
– Ja igen! Nem tudom, hol lehet itt Pesten nudizni.
– Majd óvatosan kipuhatoljuk valakitol. Lehet, hogy Péternek lesz ötlete.
– Nem bánod, ha o is el akar jönni?
– Hááát… tudod, hogy tetszik a bátyád… Sot most már Öcsit is vihetnénk.
– Hmmm … Egyre jobb! De elobb trimmeljünk egyet. Az öcséd borotválkozik?
– Nemrégen kapott egy borotvát, de trimmelonk nincs. – Behoztuk a kellékeket, csináltunk egy kis habot.
– Judit mondta, hogy eloször a nagyját érdemes, talán ollóval, aztán a szélét, a “bikinivonalat”, ahogy o hívta.
– Én nem akarok teljesen kopasz lenni! Csináljuk úgy, hogy hátulról meg oldalról csupasz legyen, de felül azért maradjon valami.
– A klitoriszodnál?

Eniko rám meredt.
– Hééé! Most jut eszembe, hogy nem akarom egyedül csinálni. Csak akkor csinálom, ha te leszel a prototípus.
– De én nem is akartam! … Bár, ha jobban meggondolom, ez a fajta módszer nálam is bejöhet… Na nem bánom, de óvatosan! – mondtam, és kihámoztam magam a ruhából. Felültem egy székre, amit leborítottunk egy törülközovel, és szétterpesztettem, amennyire csak tudtam, mert Eniko közeledett az ollót csattogtatva. Nagyon ügyesen haladtunk, bár néha hülyén éreztem magam, mert legszívesebben jól megdörzsöltem volna lent magam. Viszketett is, meg hihetetlen szexi volt, ahogy Eniko a nyelvét k**ugva óvatosan nyesegette a lábam közét, néha felpillantva közben. Én nem mertem odanyúlni, és teljesen kiszolgáltatottnak éreztem magam. Eniko közben megjegyzéseket fuzött a dologhoz:
– “Milyen szép itt oldalt!” “Szerintem nem fogsz ráismerni.” “A testvérkéink jól le lesznek döbbenve.” “Fordulj háttal, térdelj fel, és emeld meg az egyik lábad.”
– Te izgulsz! – mondta egy kis elmélyült munka után. – Tudod, hogy milyen nedves vagy? Alig tudom megfogni az … ajkaidat!
– És neked miért áll a mellbimbód? Fázol? – néztem hátra.

Összenevettünk, aztán mikor végre elkészült, és lemosta, kaptam rá egy cuppanós puszit.
– Gyönyöru! – jelentette ki. Én is ilyet kérek majd! – Megnézegettem a tükörbol, tényleg nem volt rossz. Elkértem a barátnom bugyiját, és lemeóztuk így is.
– Vaaááúú! Ez az! Ha most látna egy pasi! – búgta tutajos szemeket meregetve rám.
– Nincs valami jó krémed? Judité, baromi vörös lett, ha nem kente be. – Eldolgoztam magamon egy diónyit, és közben majdnem bepisiltem a gyönyörtol. Egészen más érzés volt! “Este kipróbálom.” – gondoltam.
– Most te jössz! – vezényeltem hangosan.
– Muti még egy picit! – kérlelt Eniko. A tükörbol néztük együtt, ahogy Eni oldalról, és hátulról végigsimogat.
– Ne csinááld máááár! Elélvezek! – nyöszörögtem.
– Te dumálsz a mellbimbómról? Nézz már le egy picit! – Ágaskodtunk mind a ketten, a csiklóm meg nem akart visszabújni a helyére.

Eni elhelyezkedett, és turte a dolgot, de mielott a borotvára került a sor, megremegett, beszívta az ajkát és eltolta a kezem. Vigyorogva megvártam, míg elélvez, aztán folytattam. Véletlenül becsusszant az ujjam a puncijába, mikor megpróbáltam megfeszíteni a borét, ettol megint remegésbe jött.
– Tudod, miben hasonlít a tanga a láncfurészre? – kérdeztem, miután lenyugodott.
– ???
– Megcsúszik az ujjad, és máris megy a picsába! – Eniko felnyihogott, én meg eltartottam a pengét, nehogy kárt tegyen magában. Pár perc múlva megszólalt:
– Várj egy picit! Ne haragudj, de masztiznom kell! – Képes volt ott csinálni az orrom elott. Egészen másképpen, mint én, apró, gyors mozdulatokkal, szinte vibrált a keze. “Mindig tanul az ember!” – gondoltam. Én sem bírtam sokáig. Mikor láttam, hogy hátrahajtja a fejét, én is benyúltam a lábam közé. Annyira erotikus volt a látvány, hogy hamarabb elmentem, mint o.
– Hát így sose érünk a végére! – mondtam bosszúságot színlelve.
– Most már jó kislány leszek – mondta, miután egy pézsével szárazra mártogattam a lükteto puncusát.

Mikor lemostam, tolem is kapott egy csókot a csiklója, de én egy picit k**ugtam a nyelvem, hogy érezzem az érzékeny, kemény hegyét. Az illata is isteni volt! Felnéztem közben, és találkozott a szemünk. Tök komolyan, fátyolos szemekkel nézett rám, egészen elszégyelltem magam. O is kigyönyörködte magát a tükörben, aztán kézen fogva kitáncoltunk a fürdobe, és alaposan leöblítettük egymást, foleg az inkriminált részeken. A szobában hátulról is megcsodáltuk egymást, kedvtelve simogattuk egymást felváltva, mintha csak a minoséget ellenoriznénk. Aztán ott ültünk az ágyon, felhúzva a lábunkat.
– Tudod, mi a szar? – kérdeztem gondterhelten.
– Mi?
– Hogy ezt kéthetente meg kell ismételni! – mondtam komoly képpel.
– Ajaj! – mondta, és kirobbant belolünk a nevetés. Beindult a tanév, és én már több hete nem láttam a barátnomet. Kíváncsi voltam, mi lehet vele, aztán egyszer hazafelé a gimibol megcéloztam a lakásukat. Becsöngettem hozzá. Kis motoszkálás után az öccse nyitott ajtót.
– Szia! – köszöntem.
– Helló!
– Eni itthon van? – kérdeztem feleslegesen, mert már k**ugta a fejét a szobájából.
– Szia Márti! – üdvözölt.
– Itt várjak, vagy bemehetek végre? – kérdeztem epésen Istvántól, aki szinte elállta az ajtót.
– Persze, gyere csak – hallottam Eniko hangját.
– Rosszkor jöttem? – kérdeztem, és közben beljebb nyomultam.
– Ne hülyéskedj, csak éppen olvastunk – próbált megnyugtatni Eniko, de éreztem, hogy valami vibrál a levegoben. István a szobaajtóban állt.
– Olvasópróba volt? – kérdeztem, mert láttam, hogy Eniko párnákat és mindenféle ruhákat rakosgat közben a szobájában. – Mi a darab címe?
– Gyere egy pillanatra!

Húzott át Eni a kisszobába titokzatosan. – Hülyéskedünk az öcsémmel. Találtunk egy könyvet a nappaliban, és felolvasunk belole részleteket egymásnak – suttogta.
– De miért kell suttogni? – kérdeztem én is suttogva.
– Várj! Ismered? – kérdezte, és elohúzott egy vastag könyvet a háta mögül.
– Fritz Kahn: A szerelem iskolája – betuztem a címét. – Mi a retek? Ez egy osrégi könyv! Akkor nektek most tulajdonképpen órátok volt? – vigyorogtam.
– Hát éppen ez az! – nevette el magát. – A múltkor anyu megjegyezte, hogy ebbol tanulták apámmal a szexet. Az iskolai felvilágosításról beszéltem neki, és akkor jutott eszébe ez a könyv. Az öcsémmel megbeszéltük, hogy délutánonként, amíg az osök gályáznak, áttanulmányozzuk. Még van három óránk, és most … szóval … érted?
– Szóval tényleg rosszkor jöttem?
– Hááát … Figyelj, beszállhatsz te is. Megkérdezem Istit.
– Kiment, pusmogtak egy darabig, én meg belelapoztam. Ilyeneket olvastam: “Nem baj, ha pattan a gomb, ha szakad a bugyi!”, meg “a férfi pénisze, mint a szerelem zászlórúdja…”. Úristen, milyen ásatag dumák!
– OK! – jelent meg Eniko az ajtóban az öccsével. – Elmondjam a játékszabályt?
– Ühüm!
– Mindenki kiválaszt magának valami szexi göncöt, és körbe ülünk. Felváltva olvasunk. Nézhetjük közben a másikat, de nem érhetünk egymáshoz.

Most láttam csak, hogy Enikon a múltkori átlátszó bugyi van, és valami klepetus. Az öccse magára dobott egy fürdoköpenyt, alatta egy jó szabású fehér alsó volt.
– Mi zuhanyoztunk, de erre most nincs ido. Válassz magadnak valamit! – mondta Eniko, és átterelte Istvánt a szobájába, miközben kibújtam a ruhámból. “Még szerencse, hogy napoztam a Balatonon” – gondoltam magamban, amíg a barnára sült combomon felhúztam egy csipke bugyit, és a nyakamba vettem a mamája egyik hosszú, könnyu sálszeruségét.
– Gyere, kösd meg légszi! – kiáltottam át Enikonek, aki összecsapta a kezét, miután szemügyre vett.
– Hu, ez baromi jó lesz! – lelkendezett. A sálat melltartónak használtam keresztben. Megkötötte hátul a lapockám alatt, és szemügyre vettem magam a tükörben. Egy kicsit felhúztam, hogy eltakarja a mellbimbómat, de így meg alul látszott ki egy csík a cicimbol.
– Nem baj, így még szexibb! – mondta Eni. – Öcsi el fog élvezni! A francba, hogy ez nekem nem jutott eszembe!… – Átvonultunk Istvánhoz, aki majd felfalt a pillantásával.
– Miért nem tudtál hamarabb jönni! – sóhajtotta, és megigazította a fütykösét a feszülo nadrágban.
– És én nem tetszem? – csinált Eni egy piruettet.
– Te vagy a legszebb novér a világon! – nyúlt István a novére melle után.
– Megbeszéltük! – fenyegette meg Eniko ujjával az öccsét. – Gyere! – intett nekem. – Még csak az elojátéknál tartottunk – mondta mosolyogva, és odaadta Istvánnak a könyvet.
– Ez nem ér! Olvasson a késon jövo!

Engedelmesen elkezdtem a fejezetet, amit Eniko megmutatott. Az elojátékok típusairól volt benne szó, eléggé avítt, kispolgári stílusban. A kézzel történo izgatásnál felpillantottam, és láttam, hogy a két testvér egymást bámulja. Eni feltette egyik lábát a széke karfájára, és kezével a mellét masszírozta. Istváné eltunt az alsógatyájában. Egy hatalmas dudort lehetett csak látni szétnyíló köpenye hasadékában. Én is a mellbimbóm simogattam, miközben Eniko bugyiját fixíroztam, ahol csak egy kis pamacs sötétlett a puncija tetején. Gyönyöru volt a nunija rése a bugyin keresztül. Ha megálltam egy pillanatra, mindketten rám néztek.
– Meddig kell olvasni? – kérdeztem egy ido után.
– Elég lesz – jelentette ki Eniko, és átvette a könyvet. Rákezdett, és széthúzta egy picit a mellén a köntöst, hogy lehessen látni a meredezo mellbimbóját. Mindkét lábát felhúzta, és a bugyiján játszott a keze. Én is terpeszbe ültem, hogy beférjen a kezem az átnedvesedett bugyimba, és odaadóan figyeltem István markát.
– Lehet közben disznókat mondani? – kérdezte István, ahogy meglátta, hogy a csiklómon körözök.
– Éhes makk disznókat álmodik? – vihorásztam.
– Mi az, hogy? – rikkantotta Eniko. – Áll már a bránered? – kérdezte az öccsére nézve.

Kuncogni kezdtem, de elhallgattam, mikor István kibújtatta a dákóját a nadrágjából, hogy bebizonyítsa, jól megtanulta a leckét.
– Nem fogom kibírni, ha így masztizol, és közben remegnek a cickóid – mondta, és jelentoségteljesen a szemembe nézett.
– Az az igazság, hogy már tiszta lucsok vagyok. Látjátok? – kérdeztem, és felhúztam a nedvességtol átlátszó bugyit a csípomre.
– Levehetem? – Eniko válasz helyett magasba emelte a lábát, és elkezdte lehúzni a naciját. Isti lecsúszott a székben.
– Ne csináljátok lányok! Kimenjek, ha élveznem kell? – közben alig tudta levenni a szemét a bugyiból kiszabaduló, az izgatottságtól libaborös vágatomról.
– Na neeee! Látni akarjuk! Ugye Márti?
– Csináljuk együtt, mert már … én se bírom sokáig – lihegtem sóhajtva, miközben a mellbimbóimon köröztem a könnyu anyagon keresztül – Ugye milyen szép Eniko popsija? – kérdeztem, szemtelenül izgatva az öccsét.
– Látjuk … a lukacskádat… a hátsót is – nézett a novérére István.
– És tetszik? – tárta ki magát nekünk mindkét kezével.
– De szépek vagytok! … Már nem bírom sokáig… – nyöszörgött István.
– Nekünk meg a hosszú dákód tetszik – mondta Eni, az öccse markát figyelve, aztán rám pillantott kipirulva.

Úgy éreztem, mintha az o keze simogatná a nedves csiklóm.
– Moooost! – nyögött fel az öccse, és a hasára fröccsent a spermája … kétszer … háromszor, majd az utolsó is lassan lecsöppent a combjára.
– Isteni veletek élvezni! – rázkódtam meg én is.
– Én már mindkettotökön elmentem egyszer – mondta piros arccal Eniko.
– Tényleg, annyira gyönyöruek a melleid! Megmutatod oket? – Együtt masztiztunk, de elpirultam, amikor elougrottak a sálból a ruganyos félgömbök. Úgy ágaskodtak a mellbimbóim, hogy Eniko nem bírta ki, felállt, és elindult felém.
– Kivételesen – jegyezte meg, majd odahajolt a szájával. Felkínáltam neki, és közben segélykéroen Istire néztem.

Mellém állt, és egy hatalmasat smároltunk. Majd befeküdt szétnyitott lábaim közé, és most nem volt szívem nemet mondani, ráadásul nagyon hiányzott már valami a nunámból. Hallottam, ahogy István lefetyeli a megduzzadt, érzékeny csiklóm, én meg közben Eni melleit kerestem. István felnézett, és a látványtól elkezdte simogatni az újra megkeményedo farkát. A novérével már egymás pinusában jártunk csókolózás közben. Isti akkor élvezett el újra, mikor hosszú ido után lerogytunk a szonyegre. Fölénk térdelt, és mindkettonknek juttatott a nedveibol. Bedörzsöltük vele a mellünket, aztán pihegtünk egy picit egymáson. Eniko az órájára nézett, és együtt vettük be rohammal a fürdot.Suli idoben sokáig nem merült fel a szex téma Eni és köztem. Aztán egyszer, mikor nálunk készültünk a hétfoi nagy dogára, félretette a füzetet.
– Te nem érzed magad furcsán esténként az ágyban? – kérdezte.
– Hogyhogy furcsán? Hoemelkedésed van?
– Hát valami olyasmi – mondta elgondolkozva. Nyelt egyet, és folytatta:
– Emlékszel a nyáron, mikor Istivel voltunk Valahogy megváltozott, azóta állandóan a barátnoit hajtja, és néha egészen durva.
– Hát úgy látszik belejött a dologba – jegyeztem meg.
– Jó kis buli volt a nyáron, annyira együtt voltunk Én is baromira élveztem. Aztán persze ahogy beindult a napi robot, ritkán maradtunk kettesben, kevesebbet beszélgettünk úgy, mint a nyáron. Isti nem állt le, pedig Apuék is otthon voltak már délutánonként.

– Mindig koslatott utánam, de én már nem akartam, hogy a szüleink gyanút fogjanak, tudod, együtt a fürdoben, meg néha bejött hozzám este. Én kitessékeltem, és próbáltam megértetni vele, hogy most más a helyzet. Láttam rajta néha, hogy fel van izgatva, pedig én igyekeztem kevesebbet mutatni magamból otthon. Bugyit hordtam, pedig már én is egészen megszoktam a meztelenkedést vele.
– Beléd esett az öcséd?
– Éppen hogy nem, mostanában többször vágta hozzám, hogy túl széles a csípom, meg lógnak a melleim, pedig hát te is láttad.
– Szerintem csak savanyú a szolo! Biztosan állandóan áll a farka, és nem tudja megérteni, hogy miért lehetett akkor, most meg miért nem. A cickód nem lehet az oka, mert ahogy látom, most is áll az rendesen – vigyorogtam, és megsimítottam a melle hajlatát a pólón keresztül, megemelve egy picit a duzzadó cicijét.

– Ugye? – mosolygott rám hálásan Eniko – Azért te se voltál kutya! A dudáid! Akkorát élveztél, hogy majdnem elmentem veled én is. Egyébként nekem is hiányzik, hogy néha egymáshoz bújjunk. Azt hiszem, ettol alszom el éjszaka olyan nehezen. Félek, hogy végleg eltávolodunk egymástól Istivel.
– Miért nem jársz te is valakivel? Szerintem az öcséd normális. Ebben a korban. És hát jó leckéket kapott toled! Csak nem fogadtál szüzességet?
– Miért, te már nem vagy szuz? – nézett rám kitágult szemekkel a barátnom.
– Hááááát, azt hiszem nem.
– Ne hülyéskedj, ilyesmit nem felejt el az ember!
– Még csak anyámnak mertem bevallani. Köztünk marad?
– Hallgatok, mint a sír! – mondta izgatottan Eniko, és feltérdelt az ágyon.
– Egyszer a kádban voltam egy romantikus film után, és elkezdtem magam sajnálni.
– Hajajjj, így vagyok én is minden este – replikázott Eni, és hanyatt dolt.

– Helyes pasikra gondoltam az utcánkból, még rátok is, és lassan elkezdtem masztizni. Éreztem, hogy Eni ráteszi a kezét a meztelen combomra a fürdoköpenyem nyílásában. Mikor ránéztem, biztatóan intett, hogy mondjam tovább, érti a dolgot. Láttam, hogy felhúzza a felém eso lábát, de azt is láttam, hogy a keze a lába köze felé araszol. Nem szóltam semmit, csak egy picit összezártam a lábam, mert már a fürdés után sietve magamra húzott pamut bugyimat is látni lehetett. Rátettem a kezére az enyémet, éreztem, milyen meleg.
– Mikor már nem volt elég a kezem, beszappanoztam a mosdókefe muanyag nyelét, és lassan bedugtam magamnak.
– Jézusom! Nem féltél? Milyen volt?
– Közben a másik kezemmel a csiklóm masszíroztam, isteni volt, bár elég kemény. Mikor elélveztem, véletlenül belecsúsztam a kefébe, de túl jól sikerült. Lassan rózsaszínu lett a víz a lábam között, egy kicsit beszartam, gondolhatod.
– Naná!
– Ayámnak nem is ezt adtam be, hanem azt, hogy véletlenül az egyik tamponcserénél mélyen nyúltam be magamnak, mert annyira ciki volt. Azt mondta, most már mindegy, de azért vigyázzak magamra, meg majd megnézetjük a dokinál. Persze nem volt semmi baj utána, így lassan elfeledkeztünk róla, én is.

– És azóta? Keféltek még? – kérdezte Eni és kibuggyant belole a röhögés.
– Hát neked is érdemes vallomást tenni, mondhatom – dohogtam, de én se vettem komolyan, és persze egy kicsit már az esti masztin járt az eszem. Eszembe jutott valami. – Akarod érezni? – fogtam meg a kezét.
– Mit? – húzta volna el a karját.
– Hát, hogy milyen egy berepedt szuzhártya! – mondtam, és szétnyitottam egy picit a lábam, és megemeltem a bugyim szélét. – Persze csak akkor, ha te se leszel szégyenlos!
– Én? Elotted? A múltkori borotválás után? – mondta felpattanva Eniko, és ráncigálta le magáról a sortot.
Felemeltem a csípom, és kibújtam a bugyimból.
– Várj, hozok egy kis célzóvizet – kiáltotta Eniko, és a bárszekrény felé indult. Kissé széttett lábakkal, direkt lehajolt a pulthoz, és mosolyogva hátranézett a válla fölött. – Hé, nem ér nélkülem kezdeni! – méltatlankodott, mert látta, hogy a kezemmel a lábam közénél matatok.

– Nem is széles a csípod – nyugtattam meg – és a nunád meg egyenesen fantasztikus innen nézve!
– Hála a fodrászomnak – mondta és megriszálta a csípojét. Mikor hátranyúlt a lába közt, hogy végigsimítsa a múltkor lekopaszított nyílást, én is azt csináltam, a sajátomnál a megnyálazott ujjammal.
– Na itt van! Hagyj nekem is! És ne csak a piából – mondta, és elém tartotta az üveget. – Lassan újra trimmelhetnénk – nézett a köldöke felé, és megfeszítette a bort a szorénél. Az ajkai duzzadtak voltak az elobbi beszélgetéstol, a csiklója pedig már nagyon kikívánkozott a rejtekhelyérol. Lassan ráereszkedett a lábszáramra, ügyelve arra, hogy hozzám simuljon a meleg, nedves öle.
– Tök beindultam! – nézett rám fátyolos szemekkel.
– Azt hiszed, nem érzem? Én is kezdek nedvesedni! Ide nézz! – nyitottam szét a mellemig felhúzott másik lábam. A csiklómon köröztem a középso ujjammal, amit néha bebújtattam a puncimba. Egészen felnyúltam magamnak a show kedvéért. – Ha így csinálok, érzem a méhszájam az ujjammal.
– Bazé, én is!

– Várj csak, elobb én jövök! – mondtam, és a hasához nyúltam. Készségesen felemelkedett, és hagyta, hogy rásimítsam a tenyerem a kezével széthúzott, nedves ajkakra. Begörbítettem az egyik ujjam, és lassan becsusszantam vele a puncijába.
– Hé! Mutasd a körmöd! – vizsgálta meg a másik kezem. – Szerencséd! – mondta, és ráhelyezte a kezét a karomra. – Érzed? – kérdezte.
Az ujjam nemsokára egy rugalmas falba ütközött, ami egy picit beljebb volt, mint az enyém, de ott volt.
– Csoda, hogy tudsz menstruálni! – csóváltam meg a fejem.
– A rohadt életbe, ne vágj úgy fel! Nem régen még neked is volt! – méltatlankodott, de közben már járt a csípoje az ujjam körül.
– Na, ne olyan hevesen, mert nem állok jót magamért! – néztem rá, de a szemét hiába kerestem, mert az a kezeinkre meredt.
– Csináld még így! – könyörgött kipirult arccal.

– Tudod milyen jó két punciban lenni egyszerre? – izgattam ot, mert a másik kezem sem volt tétlen. Behunyta a szemét, és olyan gyorsan, követelozoen mozgott, hogy alig tudtam az ujjam a nuncijában tartani.
– Márti basszál! A kezed Mártikám! Óhhh, már úgy hiányzott egy jó orgazmus!
Lelassult a mozgása, és érzéki, kifinomult körözés lett belole. Megemelte egy picit a csípojét, hogy jobban a puncijához férjek. Súgva mondtam neki:
– Emlékszel a múltkor, amikor Istivel?
– Igen. De jó lenne az a szép, hosszú farka most bennem.
– Én is Péterre gondolok néha közben.
– Tudtam, hogy csinálod vele! – kiáltott fel Eniko. Megint beindult, a mellbimbója majdnem átbökte a vékony pólót, a cickói izgatóan jártak fel-alá. – Élvezek! – mondta fölöslegesen, mert elöntötte a tenyerem a puncinedve.

Hullámokban tört rá a görcs, ilyenkor néha megrázkódott a feje is. Kimerülten rogyott a lábamra.
– Jaj te, gyere – súgtam neki, és hagytam, hogy rám doljön a remego teste. Éreztem, hogy rázza a sírás, de közben mosolygott rám a pillái alól. Lassan megcsókoltuk egymást. Jó nedvesek voltak az ajkaink. A sós könny, a nyálunk, meg a szánk meleg puhasága örökre megpecsételte a barátságunkat.
– Ne haragudj, hogy olyan durva voltam – suttogta – olyan isteni volt a kezed, és felizgatott, amikor kimondtam, meg amikor te is, hogy a Péter – Ugye voltatok már együtt?
– Nem úgy, ahogy te gondolod. Mondjuk, mint te az öcséddel.
– Egyformák vagyunk – sóhajtotta megnyugodva. – Neki is olyan szép a fütyije, mint az öcsémnek?
– Egy kicsit vastagabb. Várj egy picit, még élvezek – mondtam neki, mert eszembe jutott a nyár a kertben, meg a bátyám meztelen teste, ahogy hozzám simult a kiránduláson.
– Hadd érezzem! – mondta, és megkereste a lükteto nyílásom.
– Csókolj meg még egyszer – kértem, mikor éreztem, hogy ujjaival belém hatol.
Egymás szájában járt a nyelvünk, és boldogan élveztük a pillanat hosszúságát. Aztán nagyon lassan szétváltunk. Eniko szó nélkül elfordított, és o is hanyatt dolt a kanapén.

– Érezni akarom a nuncid az enyémmel – mondta, és ollóba nyitottuk a lábunkat.
Feltartottam a térdem, és apró puszikat szórtam a szortelen lábszárára, közben pár percig szótlanul mozgattuk a csíponket. Pinusaink hálásan cuppogtak, mikor egymásra találtak a kezeink között. Egymáshoz húztuk a testünket, hogy jobban érezhessük a másik izgató szeméremcsontját.
– De jó vagy! Úristen, milyen lehet dugni valakivel?
Felugrottam, hogy hozok egy törülközot, de közben Eniko kérdésén is elgondolkoztam.Márti 10. rész – Uborkaszezon
A fürdoben megtaláltam a törülközot, de visszafelé eszembe jutott még valami. A zöldséges kosárból kiemeltem a legkisebb kígyóuborkát, és magamban röhincsélve, langyos vízzel alaposan megmostam a konyhai csapnál. A szobába lépve a hátam mögé dugtam, de óvatosságom felesleges volt. Eniko csecsemo pózban, befelé fordulva, lehúnyt szemmel szopizta az ujját. A kanapé túlsó felére húzódtam, átvetve lábam a combján. Reméltem, nem figyel fel, mikor ujjaimmal kitárva a lukacskám, lassan feltolom magamnak az uborkát. Még több, mint a fele kint volt, mikor már éreztem hátul a nyomást. Olyan volt, mintha egy másik száj nyílt volna meg a lábam között, alig bírtam megállni röhögés nélkül. Ha a puncim beszólt volna, biztosan azt mondja: “Mit röhögsz? Azt hiszed, kellemes így, tele szájjal?”
– Mártus! – szólalt meg halkan, pöszögve Eniko.
– Mi van, édesem?
– Mi most buzik vagyunk? – kérdezte.
– Én nem, de nagyon jó érezni a boröd – mondtam, és megsimogattam a pihéktol aranyló combját.
– Én sem szégyellem, mert nagyon jó volt veled … baszni – mondta ki tétovázva, az ujjától még mindig pöszén.
– Mondd még egyszer! – kértem, mert beleremegtem, mikor kimondta, mit csináltunk.
– Jó volt, ahogyan basztad az ujjaddal a pinusom!
Lassan siklattam ki-be magamban a vastag rudat, miközben meredten bámultam Eniko tökéletes nyílását.
– Kinyalhatlak? – kérdeztem suttogva. Már majdnem elélveztem, mikor megmozdult a combja. Levettem a lábam róla, és lassan kihúztam az uborkát. Nagyon kívánkozott vissza, de letettem az ágy melletti asztalra. Eniko úgy helyezkedett, hogy kényelmesen elérjem a számmal, ha lecsúszom az ágy mellé.
– Csókolózni akarok a punciddal! – mondtam neki.
– Ühüm – nyögte csak, és felhúzva, széttette a lábát, hogy jobban hozzáférjek. Felemelte a fejét, felpolcolta egy párnácskával, majd lenyúlt, széthúzta a szilváját, majd a szemem kereste:
– Érezni akarom a nyelved! – mondta határozottan. Még láttam, ahogyan megnyalja a felso ajkát, aztán lebuktam. Széthúztam a partjait, és eloször a sötétebb színu popsilukához férkoztem, ami azonnal összehúzódott, és Enikobol kiszaladt egy “Bazdmeg!”. Még jobban kinyújtottam utána a nyelvem, mire lassan visszaereszkedett, és hagyta, hogy egy picit belefúrjam magam.
– Jajj, te! Jézusom… hogy bizsergek! – lihegett Encsi. Nekinyomtam a gátjának a szétlapult nyelvem, és centirol-centire haladtam felfelé a combjai között. Encsi begörbítette a hátát, hogy minél elobb célhoz érjek. A nyílásával nem törodve haladtam a csiklójához. Csak annyira hagytam abba a nyalást, hogy néha megnedvesíthessem a nyelvem, de késobb már erre sem volt szükség, mert Encsi szilvája elkezdte termelni az egyáltalán nem rossz ízu nedut. Közben két ujjam magától betalált a hüvelyembe, és már hallottam, ahogyan cuppog a pinusom. Mikor elértem a csiklóját, Eniko hátrahúzta a redocskét, és a nyelvem alatt lüktetett teste legsimább, legkeményebb része.
– Nem is tudtam, hogy ennyire imádom nyalni a licsid – emeltem fel a fejem. Egymásra nyitottuk a zavaros szemünket, és Encsi akkor vette észre, hogy kezem a combjaim közt jár. Hirtelen a pinusához nyomta a fejem, és a csípojét mozgatva, nyögdécselve elélvezett. Orjíto pinaszag volt. Én még mindig masztiztam, de Encsi nem hagyta, mert megragadta a fejem, és a szájához húzott.
– Most olyan, mintha nyalnám magam – mondta, és elkezdte lefetyelni a nedves állam. – Nem csináljuk egyszerre? – kérdezte ahhoz képest türelmetlenül, hogy az imént élvezett el.
– Egyszerre csináltuk – mondtam. – Nem láttad, hogy közben én is…?
– Dehogynem – mosolygott. – Attól élveztem el!
– OK! Feküdj hanyatt! – mondtam, és én is felmásztam az ágyra. Négykézláb hátat fordítottam neki, és lassan elkezdtem tolatni.
– Ebbol a szögbol gyönyöru a punid! – sóhajtott.
Mikor a karjához ért a lábam, széttettem, hogy a válla becsusszanjon, és fel tudjon nyúlni a derekamhoz. Most elém került a másik oldalról már ismert vágat. Éreztem, hogy kezdek begerjedni az illatától.
– Akarlak! – búgtam, széthúzva a kelyhét.
O is megérezhetett valamit, mert apró csapásokkal lefetyelni kezdte a duzzadt pinám.
– Te hülye, mindjárt bepisilek! – mondtam neki, mikor a csiklóm alatt járt.
– Olyan orült… lenne… – nyögte, majd nekem feszítette a fejét. “Ezt megkeserülöd!” – gondoltam magamban, és az asztalra nyúltam a nedvemtol nyirkos zöldséget keresve. Egy kicsit megforgattam a hegyét a számban, és lassan kicseréltem vele az ujjaimat a nunája nyílásában.
– Érzed, hogy van benned valaki? … Szeretsz így baszni? … Kire gondolsz közben? – kérdezgettem, de eloször csak nyögdécselt a combom között.
– Rád, és az öcsémre, mikor hármasban voltunk otthon… – mondta, abbahagyva a puncim kényeztetését.
– Nem… voltál… féltékeny…, mikor… csókolóztam… vele? – kérdeztem, apró puszikkal támadva a csiklóját. Ez a csaj nem is érzi, hogy egy uborka hegyével tágítom…?
– Olyan izgi volt hármasban, tök meztelenül! Értsd meg, o nem olyan, mintha a pasim volna. Ha most itt lenne, akkor is inkább veled foglalkozna…
– Melyikotökkel kell foglalkozni? – kérdezte egy hang az ajtóban.
Én majdnem becsináltam a megdöbbenéstol, de Encsi is ijedten kapkodott a takaró után. A szoba túlsó felén Péter állt a könyvespolcnak támaszkodva.
– A rohadt életbe bátyó, nem tudsz kopogni? – kiáltottam rá, de látta, hogy megkönnyebbültem, mert ennyi erovel Apa is ránk nyithatott volna…
– Ne fenyegess azzal az uborkával, hé!
Még mindig szorongattam Encsi mufarkát. O csak bámult, mikor meglátta a kezemben a nedvétol csillogó zöldséget.
– Hölgyeim! Az ajtó tárva-nyitva volt, és bevallom, ilyen izgatót már régen láttam, úgyhogy engedelmükkel… – lerúgva cipojét közelebb nyomult, mi meg gyorsan fedezéket kerestünk a takaró alatt.
– Ez mit keres itt? – súgta rám Eniko, mikor megérezte az uborkát a combjával.
– Peti, vagy az uborka? – kuncogtam.
– Te hülye!
Összesimultunk a pléd takarásában, de így csak a zajokból tudtuk k**eríteni, mit tervez a bátyám. A jelek szerint nem elégedett meg a látvánnyal, mert a pokróc lassan felemelkedett a lábunknál. Kilestem, és láttam, hogy egy szál boxerben próbálja lehúzni rólunk a takarót, de közben élvezettel legelteti szemét a barnára sült combjainkon. Baromi izgató volt, hogy beláthat a csupasz puninkig. Encsi is leemelte a plédet a fejérol, de míg én csak a puncim védtem a kezemmel, o megpróbálta elrúgni Pétert az ágytól.
– Valakinek nagyon tetszel – súgtam a vadul kapálódzó Encsinek, és fejemmel Peti ágaskodó fütyköse felé intettem.
– Vagy inkább te!
– Akarod látni az uborkáját? – súgtam, és hangosan kijelentettem a vigyorgó tesómnak:
– Farkas koma, ez nem ér, rajtunk nincs semmi! Csak akkor bújhatsz be, ha letolod a gatyód!
Encsinek elkerekedett a szeme, ahogy Péter habozás nélkül az alsónadrágja széléhez nyúlt, és pár pillanat múlva ingerloen ágaskodott elottünk szép szál bátyám farka.
Én habozás nélkül magamhoz nyúltam, de Péter már kúszott felfelé a pléd alatt. Encsi sebtében lesmárolt, de aztán o is lebukott, hogy megnézze, mivel fenyegeti a tesóm.
Péter közénk mászott, a hátára fordult, és kezét a combjainkra helyezte.
– Melyikünk tetszik jobban? – incselkedett vele Eniko.
– Aki kibírja a hét fogást. Fejeket a takaró fölé, combokat fel! – vezényelt, és mi engedelmesen sátrat csináltunk, hogy elérhesse a térdünket. Síri csendben vártuk a számolást.
– Eeegy!
Enikovel egymásra kacsintottunk, de a következo pillanatban a legnagyobb önuralmamra is szükség volt.
Köpni-nyelni nem tudtam, mikor Peti a másodikra jóval lejjebb engedte a kezét, és már az enyémnél matatott a lábam között. Kínos vigyorral fürkésztem Eniko ábrázatát, de hálistennek nem vettem észre rajta semmit. Bátyám ekkor áthelyezte bal kezem a merev faszára, így o is hozzáfért a pucér punimhoz. Megrándultam ujja érintésétol.
– Hááárom!
Encsi változatlanul csiklandósan vihorászott, mi meg kényelmesen izgattuk egymást. Ha lehúztam a fitymáját, o megrezegtette a csiklóm, ha vissza, két ujjával benyúlt a résembe. Aztán megint elolrol. Nem tudom, honnan értett hozzá, de sokkal jobb volt, mintha magamnak csináltam volna. Ott helyben le tudtam volna szopni, de így csak megnyaltam a felso ajkam. Péter hozzámhajolt, és mikor nyelveink találkoztak, a tempónk is felgyorsult a takaró alatt.
– Hé, velem mi lesz? – kérdezte Eniko megbántódva.
A tesóm elozékenyen ráhajolt Encsi félig nyitott szájára, és egy ideig csak a nedves ajkak cuppogása hallatszott. Közben huségesen vertem neki, de meg akarván óvni ot a gerincroppanástól, átszóltam Encsinek.
– Ne passzoljam az ubit?
– Ideadnád, édesem? Ki tudja, mikor ér célhoz a bátyád… – és kacsintott egyet hozzá.
– Én azon vagyok! – mosolyogtam Péterre.
Én egy aprót sikkantottam, mikor Péter keze visszatalált nedves résemre, és a csiklómon körözo ujjára szorítottam a kezem. Eniko lehunyt szemmel megnyálazta az ubi vékonyabbik végét, és óvatosan felhelyezte magának. Péter tettetett felháborodással rúgta le rólunk a plédet.
– Na, ezt már nem hagyom! – ugrott térdre közöttünk. – Velem egy zöldség nem konkurrálhat! – jelentette ki, és gyengéden kivarázsolta Eniko vörösre izgatott puncijából a farkához képest termetes kígyót.
– Nem-e? – mértem az erekciójához.
A bátyó nem hagyta magát, én meg láttam Encsi engedelmes terpeszén, hogy el van szánva rá: ma megszabadítja magát “szüzessége hímporától”. Petire a sok ütközetben edzett Svejk is büszke lett volna, mikor csatakiáltással bevette a duzzadt lányerodöt. Látszott rajta, hogy meglepodött a nem várt ellenálláson, mert hátranézett rám. Én csak felhúztam a vállam vigyorogva, és határozottan visszanyomtam a csípojét. Eniko összezárta a száját, mikor Péter farka visszatalált az új barázdába. Én benyálaztam az ujjam, és kihasználva a bátyám elfogaltságát, hüvelykemmel az ánuszrózsáját, tenyeremmel a magtól duzzadó zacsiját vettem kezelésbe. Mellbimbóm a bátyám hátához dörgölozött, miközben másik kezemmel Encsi széttárt combját simogattam.
– Isteni a faszod…! Ne hagyd abba…! – nyögdécselt a barátnom a takarót markolászva, de a tesóm elszánt mozgásán nem látszott, hogy ilyesmi járna az eszében.
– Huú! Érzem a melled! – súgta hátra Peti.
– Én is a farkad! – súgtam a fülébe.
Eni hetyke melle minden lökésre meg-megrándult.
Megúnva a kitartó szeretok kényeztetését, a törcsivel felitattam a nedves-véres kezem, és Eniko fejéhez araszoltam. Mikor meglátta az ajka fölött a kitárt szilvám, felemelkedett, és újra meg újra végignyalta a vágatom. Gyengéden visszanyomtam a csípommel, és a meredezo mellbimbójához nyúltam, másik kezemmel saját ruganyos félgömböm masszírozva. Felnéztem, éppen egyidoban a bátyámmal. Mosolyogtunk, de a kéj egyre elviselhetetlenebb fintorokat csalt az arcára. Tétován a ringatózó mellemhez nyúlt.
– Neked nem olyan, mintha…
– De…! Csináld nekünk…, azzal a gyönyöru faszoddal…!
– … mintha téged basználak…!
Megragadta Encsi combját, és orült vágtába kezdett. Majd kirántotta a farkát, és már kiáltani sem volt ideje, mert a suru tej a barátnonk hasán landolt. Villámgyorsan Encsi mellé térdeltem. Vadul elkezdtük magunkat ujjazni, miközben rátapadtam ziháló, forró szájára. Hatalmas nyögés, és rángássorozat árulta el, hogy Encsi már révbe ért. Én akkor élveztem el, mikor Péter széthúzta a fenekem, és a popsilukamba nyalt. Éreztük egymás kezét, mikor az újra átnedvesedett pinusomhoz szorítottam.
– Akkor most melyikünk tetszik jobban? – kérdezte Eniko, csókra támasztva a mellét.
Péter felváltva harapdálta mindkettonk mellbimbóját, kezével el-elidozve izzadt, és spermától síkos köldökünknél.
– Hálás vagyok az uborkának – mondta közben, de aztán Eniko méltatlankodó csikizésétol menekülve közénk rogyott.
– Holtverseny! – jelentette ki, nagyot szusszanva.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

damadım kızımı sikerken izledım (alıntı

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal

damadım kızımı sikerken izledım (alıntı
Büyük kızımın 10 yıllık kocası, evlenmeden önce çapkın olduğunu duyduğumuz, yakışıklı, sempatik, 39 yaşında bir erkekti. Ama bana veya karısına bir kere bile bir saygısızlığı olmayan, başka kadınlara yan gözle baktığını bile görmediğim biri. Yazları karısını yazlığa bırakıp, haftasonları İstanbul’a gidip geliyordu. Bir Cuma günü, o da evli olan küçük kızım ile büyüğünün fısıldaşmalarını duydum balkonda. Ses etmeden yaklaştım balkona. Küçük kızım, “Geliyor seninki bu gece abla, uyutmaz seni yine! diyordu. Ablası da, “Valla ilk zamanlar iyiydi, ama çekilmiyor artık, her gece ya sikiyor, yorgunum diye kaçsam ağzıma dayıyor! dedi. Küçüğü de, “Şimdi bir haftalık yükle geliyor yandın abla! En iyisi benimki valla, haftada bir iki, az ama öz. Arada birilerini bulup sikmiştir mutlaka, ama ses etmiyorum, bana karşı o kadar sevecen ve nazik ki, bunca yıldan sonra bile aşığım ona!” dedi. Akşam damat geldi. Yemekten sonra biraz muhabbet edildi. Damat önemli bir yönetici olduğundan, Laptopunu alıp çalışmak için odalarına çekildi. Ben de odama gittim yatmaya. Ama aklımdan kızlarımın konuştukları konular çıkmıyordu. Hele ağza dayamak ne kadar pis bir şeydi! Bu yaşıma kadar hiç yapmadım öyle bir şey. Zaten Menapoza da girdikten sonra kendimi iyice salmıştım ve amıma yıkamak dışında dokunmamıştım bile. Ama şimdi birazdan yan odamda başlayacak olan sikişten başka bir şey düşünmüyor, bu günahı kafamdan kovalamaya çalışıyordum. Birden aklıma bir şeytanlık geldi. Sonra tövbe deyip uyumaya çalıştım, ama beynimde kızımın (Her gece sikiyor!) cümlesi yankılanıyordu. Benim odamda çift kişilik yatak, onların odasında ise iki tane tek kişilik yatak vardı. Torun ise yer yatağında yatacaktı. Hemen kalktım kızıma seslendim, “Siz benim odamda kalsanıza, daha rahat edersiniz, hem de torun yerde yatmaz!” dedim, sadece torunumu düşündüğüm vurgusuyla. Onlar benim odaya geçtiler, ben de onların odasına geçtim. Benim kapıyı açık bıraktım, onlar doğal olarak kapılarını kapattılar. Yattığım halde kulağımı kabartmıştım, acaba sikişme sesleri gelecek mi diye. İlk 10 dakika hiç bir ses yoktu. Şeytan dürttü, merak ettim kalktım, sessizce kapılarının anahtar deliğinden baktım. Fakat hayal kırıklığına uğradım, damat bilgisayarı ile uğraşıyordu. Tam ümidimi kesip odama gitmeyi düşünürken, damat bilgisayarını kapadı ve yatakta kitap okumakta olan kızıma arkadan sarıldı. Damat kızımın benim gençliğime benzeyen düzgün uzun bacaklarını yavaşça okşuyor, kulağına birşeyler fısıldıyordu. Kızım da kıçını damadın önüne doğru bastırıp cilveleşiyordu. Bir yandan kulak memesini emip boynunu öpen damadın bir eli alttan girip sol memesini yakalamış, diğer eli ise kızımın amını okşuyordu. Bu yaptığımın ayıp vede günah olduğunu düşündüm önce, fakat şeytan dürttü, seyretmeye devam ettim. Hayatımda mastürbasyon bile yapmamış olan ben, ilk kez canlı porno seyretmek üzereydim. Böyle bir süre devam ettiler, sonra damat ayağa kalktı, üzerindekileri çıkardı, arkası kapıya dönüktü. Sonra kızımı yüzükoyun yatırıp, bir çırpıda pijamasının altını ve külodunu çekip çıkararak yere attı. Kızımın kıçının üstüne oturarak, tek harekette pijamasının üstünü de çıkardı. Çırılçıplak ve yüzüstü kızımın bacaklarını araladı ve kafasını göt yanaklarının arasına yapıştırdı. Bunu defalarca yaptıkları, kızımın belinin altına yastık koymasındaki hızdan belliydi. Götünü bir yandan hafif hafif tokatlıyor, sonra her yerini yalıyor ve avuçluyordu. Bir ara kafasını tamamen gömdü ve kızım da götünü biraz yukarı kaldırdı, bu açıdan amını ve götünü aynı anda yaladığı ve ikisini de parmakladığı çok net ortada idi. 18 yaşımdayken, amımın incecik bir çizgi olduğu zamanlarda bile, bir kere olsun böyle yalanmamıştım, ozamanlar amın yalanabileceği aklımdan bile geçmemişti. Bir süre sonra kızım çırpınmaya, kafasını yastığa gömmeye başladı. Evlerinde olsalar çığlık çığlığa boşalacağı belliydi. Kızım, “Bittim, yeter!” demesine rağmen, damat kızımı sırtüstü çevirip, misyoner pozisyonuna getirdi, iki eliyle götünü avuçlarken, ağzı tamamen kızımın amını kapatmış, yalamaya devam ediyordu. Sonra bir iki parmağını motor hızında kızımın amına sokup, bir yandan yalamaya başladı. İki dakika sonra kızım tekrar yay gibi kasıldı ve kendini yatağa bıraktı, artık kımıldamıyordu. İşte o an damadın sikini gördüm. Yalamayı bıraktı, kızımın yanına uzandı, şefkatle öpücükler kondurmaya başladı. Ama benim gözüm damadın sikine takılmıştı. Siki fazla uzun değildi, ama bilek kalınlığındaydı. O ana kadar sadece kocamın sikini görmüştüm, ama damadın siki kusursuzdu. Kızım yavaşça gözlerini açtı, bu sefer kızım önce kocasının boynunu göğüslerini öptü, sonra gözlerini damadımdan ayırmadan önce taşaklarını öpmeye, eliyle de siki okşamaya başladı. Oysa ben kocamın sikini bir kere sırtını sabunlarken tutmuştum, onun dışında dudaklarım bile değmemişti. Kızım sonra beni şaşırtan bir şey yapıp, kocasının sikini bir kerede tamamını ağzına aldı, biraz hareketsiz kaldı. Benim masum görünümlü öğretmen kızım, hayal edemeyeceğim şeyler yapıyordu. Bu arada eli alttan taşakları okşuyordu. Sonra birden hareketlendi, emmeye başladı. Bu sefer ses çıkarmamaya çalışma sırası damattaydı. Bir iki dakika sonra damat kızımın kafasını sikine iyice bastırdı, bacaklarını iyice kastı. Kızım doğrulduğunda ise şok oldum, o ufacık ağzının kenarından döller akıyordu. Midem bulandı, ama asıl beni şok eden şey, Menopozdan bu yana ilk defa amımda hissettiğim ıslaklıktı. Kızım doğrulup çantasına uzandı, kağıt mendil çıkarıp ağzını yüzünü sildi. Damat ise siki dimdik yatakta bekliyor, bir yandan da sikini okşuyordu. Sikinin inmemesi beni hayretler içinde bıraktı. Kalın sikin üzerindeki damarlar belirgindi ve ucunda bir iki damla döl parlıyordu. Kocam ile bir veya iki kere üst üste sevişmiş, ama bunlarda da ikinciye başlamak için sikinin kalkmasını beklemiştik. Kızım ağzını yüzünü temizledikten sonra, çok doğal bir manzaraymış gibi yatağın üstüne çıktı ve tek defada o kalın sikin üstüne oturuverdi. O anda o incecik kızın bu siki ilk içine aldığı anı düşündüm. Düğünlerinde bile bu aklımdan geçmemişti. Kızım yavaş yavaş belini oynatmaya başladı. Sonra damadın dizlerinden güç alarak oturup kalkmaya başladı. Sikin kalın kökü kızım am sularından parlıyordu. Bir süre sonra kızım, “Yoruldum!” deyince, damat onu yanına yatırdı, tek bacağını yukarı kaldırıp aradan amına pompalamaya başladı. Bir yandan da tek memesini sıkıyor, uçlarını parmakları arasına alıp çekiyordu. O esnada ben de elimin geceliğimin üzerinden amımı okşadığını fark ettim. Geceliğimin eteğini bacaklarıma kadar çekip, donumu araladım ve belki en son 10 sene önce ıslanmış olan sırılsıklam amıma yavaşça dokundum. Sonra da, günah diye yıkanırken bile dokunmaya çekindiğim bızırıma parmağım değdi. Bu sırada damat kızımın amına girişlerini iyice hızlandırmış, bağırmaması için kızımın ağzını eliyle kapamıştı. “İstanbul’da cezalasın orospu, her akşam iki kere sikecem!” diye inliyordu. “Amımda su kalmadı!” diyen kızımın ıslaklıkları neredeyse dizlerine kadar süzülüyordu. Damat da sikini tamamen çıkartıp tekrar sokuyor, ıslak kalın sikin görüntüsü beni de çıldırtıyordu. Kocaman taşaklar sallanarak kızımın götüne çarpıyordu. “İçime boşalma!” diyen kızımın sesi ile iki parmağımı birden amıma soktum. Damat sikini çıkartıp kızımın elleri arasına uzattı ve küçücük ellerin anca sardığı sik bir kaç ovalama ile yeniden fışkırdı kızımın suratına. Ben belki de hayatımın en sert orgazmını yaşarken gözlerimi kapadım ve kendimi o kalın sikin üzerine oturmaya çalışırken hayal eder buldum. Elim sırılsıklam, günah işlediğim düşüncesinin pişmanlığı ile odama giderken, aklımdaki tek şey kendimi siktirmekti. Damadımın kızımı sikşini seyretmek beni çıldırtmıştı. Gençken çok güzel olduğum için, daha 17 yaşımda beni şehrin zenginlerinden birinin oğluna vermişlerdi. Bulgar göçmeni bir aileden geliyorum. Sarı uzun saçlarım, yeşil gözlerim, orta boy göğüslerim, ince belim ile, o zamanlar pek güzeldim, ama şimdi iz kalmadı o günlerden. Göğüslerim yine de güzel, ama götüm her ev kadını gibi büyüdü. Zaten 30 yıl vasat devam eden seks hayatımız ise, kocamın şeker hastalığı ile birlikte 7-8 sene önce tamamen bitti. Çocuklar da evlenince ben artık kapandım. Zaten muhafazakar bir çevrede büyüdüğüm için seks benim için gençken bile konuşulması ayıp bir şeydi ve nerdeyse aklımdan tamamen çıktı. Kızlarımla bile bir kere olsun cinsellik hakkında tek bir kelime söylemişliğim yoktur. Ama bundan 2 sene önce hayatımı değiştiren olaylar üst üste yaşanmaya başladı.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

İlk yediğim Penis

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal

İlk yediğim Penis
Kaymak Gibi Sikilen Amlar!
İlk yediğim Penis

Sikilen Amlar! Sikilen Amlar! Sikilen Amlar!

(Dilek 27 Y., İzmir / Türkiye)

Merhabalar. Kaymak Gibi Sikilen Amlar Sitesinin müdavimi bir bayan olarak, ben de ilk sevgilim, azgın bir hayvan olan Fatihle yaşadığım ilişkimi anlatmak istedim. Lise yıllarından beri çok Karizmatik bulduğum bir arkadaşımdı Fatih. Özellikle Bedeneğitimi derslerinde eşofman giydiğinde hep gözüm onun üzerindeydi, koşarken gözlerim hep sallanan iri Penisindeydi. Adım gibi biliyordum, bütün kızlar da benim gibi düşünüyor, herkes, “Fatihe bak!” diyordu.

O sıralar okulda sınıflar arası Halı Saha Turnuvası başlamıştı. İlk gün Fen Sınıfı Takımının Maçı vardı ve benim mutlaka Maça kaçmam lazımdı. Öğlen paydosunda Teyzemin kızıyla buluşup okulu astım ve maçı izlemeye kaçtım. Gittim ki ne göreyim, zaten tüm sınıf kaçmış Maçı izlemeye. Çok güzel oynuyordu gerçekten büyük aşkım. Devre arasında göz göze geldik, bana “Hoşgeldin!” dedi. Terli vücudu acaip etkiliyordu beni, orada dudaklarına yapışasım geliyordu. Ama kendi kendime ‘Gelin Güvey olma Dilek!’ diyordum, baksana herkesin gözü onun üzerinde. O sırada gözüm soyunma odasına takıldı. O da oradaydı, üzerini çıkarmış terini siliyordu. Keşke ben silseydim terini, indirip şortunu ağzıma alsaydım o iri sikini diye düşlüyordum. Beni gördüğünü hissettim bir an gülümsedi bana. Çok utanmıştım, azgın Orospular gibi hissettim kendimi o an. İzledik Maçı Teyzemin kızıyla. İyi ki kaçmışız Maçı izlemek için derken, Fatih duşunu almış çıkmıştı bile. Yanımıza geldi. Okul çıkışına daha çok vardı ve birşeyler yapıp başbaşa kalmam lazımdı. Çok anlayışlıdır Teyzemin kızı, “Ben eve döneceğim, sen de artık açıl, çocuğu kaptıracaksın!” dedi. Takmıştım kafaya, bıkmıştım onu düşünüp geceleri kendimi tatmin etmekten.

Merkezde biraz yürüdük. Şehir içinde oturuyordu biliyordum. Çok karnının acıktığını, annesinin evde bir fırın dolusu Börek yaptığını söyledi. Gitmeyecektim, ama ısrar edince kabul ettim. Utandım aslında evde biri vardır diye. Ama nerden bilebilirdim, o da beni sikmeyi kafasına takmış, eve atmaya çalışıyormuş. Evde kimse olmadığını öğrendiğimde rahatlamıştım. En azından öpüşürüm diye hayal ediyordum. Ama bana dese ki, ‘Gel benim ol!’, kucağına atlayacak kadar da azmıştım.

Eve çıktık. Üzerini değiştireceğini söyledi. “Peki.” dedim. Bu arada ben de Börek hazırlayacaktım ve ona aşkımı anlatacaktım sözde. Salondaki aynadan, Fatihin girdiği kapı hafif aralıktı, gözüm takıldı birden. Baktım Penisini çıkarmış ovuşturuyordu. Aman Tanrım! O nasıl bir şeydi öyle? Babamınkini görmüştüm bir keresinde duştan çıktığında. Fatihin Penisi o kadar kalındı ki, Babamınki yanında küçücük kalıyordu. Bir an aynadan göz göze geldik. Acaba beni görmüşmüydü diye düşünecek vakit kalmamıştı bile, gelip arkadan belime dolandı ve boynumu öpmeye başladı. Kendimi tutmak istiyordum, “Yapma!” dedim. Ama sımsıkı sarmıştı iri kollarıyla beni. Sırtımı öpmeye başlamıştı. İnanamıyordum, hayalini kurduğum erkek benim bacakaramı sıvazlıyordu. Hemen dönüp sarıldım, o iri dudaklarına yapıştım ve sikini avuçladım. Portakal kadar Taşşakları vardı. Penisi o kadar kalındı ki, avuçlayamıyordum. Ağzıma aldım ve mantar gibi olan kafasını ısırıp yalıyordum. Böğürüyordu ayılar gibi. Acaip kıllı göğsü vardı. Omuzları bile kıllıydı. Bu ne kadar çekici bir vücuttu böyle! (Bizim aile sarışın ağırlıklıdır).

Salona beni kucaklayıp götürdü. Hiç birşey düşünemiyordum artık. Ne olacaksa olsun artık diyordum içimden. Kendimi kaybetmiştim zevkten. Beni soydu. Kendi de bir çırpıda soyundu. Eteğimi, külotlu çorabımı ve gömleğimi çıkarması 5 saniye bile sürmedi. Ve amıma yumuldu. Vücudum tiril tiril titriyordu. Ağzımdan tek bir cümle çıktı: “Seni çok arzuluyorum aşkım!” dedim. O da, “Bende seni deliler gibi istiyorum, her gece seni düşünüp masturbasyon yapıyorum!” dedi. Artık Penisi içime girmek üzereydi. “Kızlığım!” demeye kalmadan, gözlerimde şimşekler çaktı! Tarif edilemez bir acıyla bağırdım! Kalın siki içimdeydi. Bir hamlede sokamamış, üstüste zorlamıştı ve sonunda içime girmişti. “Anneciğim! Anneciğim!” diye bağırıyordum, ama dinlediği yoktu, böğüre böğüre içimde gidip geliyordu. 3-5 dakika sonra garip bir şekilde hızlandı. Boşalıyordu anlamıştım, amcığımdan dölleri dolup taşmıştı. Acıdan yerimden kalkamıyordum. Biraz bekledi, sonra gidip sikini yıkadı geldi ve ağzıma verdi. Sikini, Taşşaklarını yalatıyordu busefer. Ağzıma boşaldı. Artık bayılacak gibiydim acıdan. Ancak 1 saatte ayağa kalkabildim ve giyinip yola çıkabildim. O gün ilk kez sikilirken çok acı çektim, ama sonraları alıştım o bilek gibi şeye.

Bir yıl boyunca beni evire çevire, çimende, tarlada, evde, inşaatta, her yerde, deliler gibi amımı götümü sikti. Aradan yıllar geçti, onun siktiği gibi daha kimse sikemedi beni. Şimdi Öğretmen olduk ikimiz de. Evlenmiş, duydum, ikiz çocukları olmuş. Bugüne kadar onun Penisi gibi kalın Penis hiç görmedim. Kızlar siz siz olun, en büyüğünü bulduğunuzda bırakmayın. Götüm kaşındığında artık kimse kaşıntımı geçiremiyor, Salatalık bile fayda etmez oldu. Aaaahh koca sikli Fatih, nasıl beni böyle küçük Penislere muhtaç ettin…

[Dilek]

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

bizim hikayemiz-3

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

bizim hikayemiz-3
bizim hikayemiz-3

Uyandığımda saat 13.00 dı. Ece yan tarafta yeni sevgilileri ile uyanmamıştı. Banyodan çıktığımda yan odadan gelen gürültüden uyandıklarını fark ettim. Üstümü giyinip çantamı toplarken odanın kapısı çaldı. Suratında dün akşamın verdiği yorgunluk ve baş ağrısı sinmiş olan ece odaya girdi ve dudaklarıma bir öpücük tutturarak kendini banyo ya attı.

Çantaları arabaya indirdim ve o esnada otel ile çıkış işlemelerimizi yaptım. Lobide Ece’yi beklerken dün akşamki kocalarımdan yasemin le karşılaştık. Günaydın laştıktan sonra oda otel ile hesaplaştı ve yanıma gelip oturdu. İlk bir iki dakika seslikten sonra, bir şeyler yiyelim dedi. O esnada merdivenlerden dün akşamki diğer iki kocam Feyza ve Ece de inmişti. Hep birlikte yakınlardaki bir büfede kısa bir kahvaltı yaptık. Nerdeyse kimse hiç konuşmadı kahvaltı esnasında. Sonra otel önündeki arabalarıma yöneldik ve vedalaşıp arabamıza bindik ve İstanbul’a doğru biz yola çıktık. Yolda Ece çoğunlukla kestirdi. Eve çantaları attık ve doğru Bakırköy meydana yakın bir mekanda akşam üstü bir şey ler atıştırmak için yürümeğe başladık. Yürürken Ece dün akşam için özür dilerim aşkım dedi. Neden dedim? Seni bayağı hırpaladık herhalde. Yo dedim. Tam tersine hoşuma gitti desem yalan olmaz. Bana dönüp şaşkın gözlerle o kadar dayak yedin ve sikildin bu hoşuna mı gitti dedi. Ben sanmıştım ki sırf benim gönlüm olsun diye katlandın buna. Hayır tam tersine bir erkeğin beni sikmesi yerine üç tane bayanın beni straponla sikmesini tercih ederim diye cevap verdim. O zaman evdeki oyuncaklarımızın arasına güzel bir strapon ekleyelim mi dedi bana gülerek. Bende ece ye neden olmasın dedim. Bakırköy meydanın aşağısındaki her Zaman alışveriş yaptığım erotik shop u işaret ederek istersen git al bir tane dedi. Yo dedim kullanacak olan sensin neden sen almıyorsun. Olur muki ben nasıl alayım dedi. Bayağı olur dedim. Beni sikerken sen kullanmayacak mısın? Senin beğenmen lazım. Yemeğimizi yedikten sonra erotik shopun olduğu binaya girdik. Kapısı kapalı olan dairenin ziline bastık ve top sakallı orta yaş bir bey gayet saygılı bir şekilde açtı kapıyı. Ece biraz ürkerek girdi içeri hoş bir şekilde ne aradığımızı sordu. Ben Eceyi işaret ederek eşim bakınacakta dedim. Küçük bir daire ve belli ki aynı zamanda adam orda yaşıyordu sadece malzemeleri raflara dizdiği bir odası vardı. Ece bakındı, bakındı ama adama bir türlü straponları soramıyordu. Adam centilmenlik göstererek bana çay içermisiniz biz çay içerken eşinize eşim yardımcı olur dedi ve eşine seslendi kapalı olan kapılardan biri açıldı. Adama göre daha yaşlı görünen sarı saçlı permalı bir bayan hoş geldiniz diyerek yanımıza geldi. Adam eşine dönerek biz beyefendi ile mutfakta sigara ve cay içeceğiz sen bayana yardımcı olur musun dedi. Eşi de başını sallayarak Ece nin yanına geldi. Biz adamla evin mutfağında sigara ve çay içerken Ece ile kadının sesleri net bir şekilde kulağıma geliyordu. Adama burada yaşıyorsunuz dedim herhalde. Adam hayır dedi evimiz yakın ama akşam üstleri karım bana yardıma gelir. Genelde bayanlar gündüz vakitleri ve hafta içi pek uğramazlar hafta sonun ve akşamüstleri. Eşim devlet memuru işten sonra buraya gelir saat 10.00 a kadar burda benimle takılır sonra eve gideriz dedi. Bayan müşteriniz olduk ça çok galiba dedim. Evet dedi bayanlar sex oyuncaklarına daha düşkün demesi beni şaşırttı ve adamda bunu fark etti. İsmimi rica etti bende ismimi söyledim isminin de Cemil olduğunu öğrendikten sonra. Cemil bey anlatmaya başladı. Bu işyerini yaklaşık on senedir işletiyordum. İlk bir iki yıl bayan müşteri sayım çok az dı. Çoğunlukla gençler bayan azdırıcı koku almaya gelirlerdi ama son beş yıldır bayan ve çift müşteri sayım eşimin de burada akşamları olduğunu öğrenince hızla arttı. Aslında ben bu işin bayanların kendi aralarında konuşarak artırdığına inanıyorum. Özelikle bayanlar zenci penisi ve diğer anal oyuncaklara yöneliyorlar yani kendi kendilerine kullandıkları oyuncakları alıyorlar. Ama sizin gibi direk strapon arayan çiftlerde gelmiyor değil. Strapon aradığımızı nerden anladınız dedim. Genelde bayanlar kendi kendilerine kullanacakları oyuncakları almak için kocalarından gizli gelip alıyorlar. Çiftler geldiğinde genellikle erkek alış verişe katılmıyorsa ve bayan da raflardaki penislere pek takılmadan geçiyorsa bayanın strapon aradığı belli oluyor diye bence çok geçerliliği olmayan bir açıklama yaptı. Bu yüzden bu durumlarda eşim çok işe yarıyor. Ben raflarda çok fazla strapon görmedim dedim. Evet, ama diğer odada rafa koymadığımız modeller var diye cevap verdi. Ülkemizde bazı şeyler hala tabu olarak kalmaya devam edecek diyerek gülmeye başladı. Cevap vermedim cemil beye ama adam konuşkan biriydi. Aynı yoldan bizden geçtik dedi yine gülerek , bende nasıl yani dedim yo yanlış anlamayın bize de eşimle yıllar önce strapon almaya birlikte gitmiştik dedi. Benimde eşimin de, biseks eğilimleri var o yüzden dedim diye devam etti.. Şimdi adama diklensem ne diyorsun sen falan desem yalan olacak kendi kendime inanmadığım bir şey savunamam zaten diye düşündüm. Dün akşam çatır çatır üç kadın beni sikmişti. Bunun üzerine bende tebessüm ettim. Bir iki dakika sonra Ece bana seslenerek aşkım bir gelip bakar mısın dedi. Adamla beraber odaya yöneldik. Odaya girer girmez Ece kredi kartını veririminsin dedi. Bende kredi kartımı bayana uzattım. Bayana kredi kartımı post makinasında takıp rakamı girdikten sonra bana şifreniz girer misiniz diye seslendi. Ben şifremi girdim ve kartımla slip bana uzattı. Slipi elime alınca büyük bir şok yaşadım. Tam 475 TL görünce kadın ve Cemil beyin yanında Ece ye ne aldın bu kadar diyecektim ki vaz geçtim son anda. Vedalaşıp aşağı doğru indik Ece nin elindeki poşet baya büyüktü. Aşkım ne aldın bu kadar dedim Tam 475 TL tuttu. Evde görürsün dedi gülerek.

Eve girdiğimizde Ece elimde tutarak doğruca beni yatak odasına götürdü. Ve yatağın üzerine poşeti ter çevirip boca etti. Ve anlatmaya başladı.
Bu 18 cm beyaz erkek yarrağı straponu. Belden bağlamalı ve titreşimli.
Bu 22 cm zenci erkek yarrağı belden bağlamalı ve titreşimli.
Bu 22 cm cama duvara yapışan vantuzlu zenci yarrağı.
Bu üç kutu kaydırıcı aşkım .
Bu kutuda ise sado-mazo takımı var. Kelepçe ,kamçı , ağız topu , maske , vesaire falan.
Bunların kullanım kılavuz u da vardır herhalde dedim.
Yo bayan bana hepsini kutusunu açarak nasıl kullanacağımı gösterdi dedi gülerek. Ardında biraz sonra msn den kızlara görüşeceğim onlara göstereceğim dedi. Feyza ve Yasemine mi dedim. Evet, onların bir lezbiyen msn grubu varmış oraya davet edecekler beni dedi. O dedim Lezbiyen dostların da olacak dedim gülerek. Sorun mu senin için dedi Ece. Hayır, tabii ki aşkım dedim gülerek.
Ben yatak odasından çıkıp önce mutfağa kendime bir bira almak için yönelmem ve televizyonu açıp zaping yaparken Ece bana seslendi aşkım gelir misin diye. Oflayarak salondan kalktım ve yatak odasına gittim. Odaya girdiğimde Ece çok tan soyunmuş laptopunu açmış ve msn bağlanmış olduğunu gördüm. 18 cm beyaz belden bağlamalı yarrağını bağlarken bana laptopunu yatak odamızın duvarındaki LCD televizyonu bağlamamı rica etti. Bende bağlantı kablosunu televizyonun arka tarafındaki PC girişine takıp odadan çıkacaktım ki nereye gidiyorsun dedi sertçe. Bende içeri dedim. O anda sertçe kolumdan tutarak dostlarım gruba dahil olamam için Show istiyorlar geç şuraya dedi. Şaşırdım. Kim diye sormadan direk üstümdeki t-shirt ve şortumu sertçe indirdi. Gözüm televizyona takıldı o esnada çok tan omuz aşağımız ile yayındaydık bile. Sanal seks yaparken kullandığımız ovoo diye bir program vardı onu açmıştı. Bana maskeyi fırlattı ve tak bunu dedi. Kendisi de takıp maskesini vantuzlu zenci yarrağını yatak odasında gardırobunun kapısına yapıştırdı. Laptopunu ayarladı ve gardırobun kapısına yapıştırdığı yarrağı ağzıma almam ve ona sırtımı dönüp domalmam için ensem tutup bastırdı. Artık karım kocalığa iyi ce alışmış ve beni sikerken yayın yapacağı arkadaşlarına Show için hazırdı. Yatak odası pufu kapıya yapışık 22 cm dev zenci yarrağı önündeydi ece ye doğru domaldım. Puf tam göğüs süme gelecek şekilde domalıp zenci yarrağını ağzıma aldım. Ece bir hamle daha yapıp kelepçe ile iki kolumu arakadan beni kelepçeledi.

Ve ilk önce göt deliğime tükürüp sonra kayganlaştırıcıyı sürmeye ve yeni dostlarına kocasını nasıl sikeceğini anlatmaya başladı. Ve bu esnada kıçıma yediğim en az 10-15 şaplakta cabasıydı. Sonra o muhteşem 18 cm lik yarrak göt deliğimden süzülerek Sevgili kocam beni pompalamaya başladı. Ağzımda 22 cm lik zenci yarrağı göt deliğimde 18 cm beyaz yarrak eller arkadan kelepçeli LCD televizyonda en az 15 kişi önünde canlı yayında karım kocam olmuş çatır çatır sikiyordu beni.

Ağzımdan giren yarrak ile götümden giren yarrak sanki içerde birleşmiş giydiler. Ece beni ne kadar sikti hiçbir fikrim yok. Ama zevk aldığımı söylemem lazım. Muhteşem sikiliyor dum. Kocam bir yananda da sikimi yakalamış sikimi koparırcasına çekiştiriyordu. Artık boşalmak üzereydim. Ama ağzımdaki zenci yarrağı ile götümdeki 18 cm lik beyaz yarrağın her iki taraftan öyle bir baskı yapıyordu ki sevgili kocama söyleyemiyordum. Ve halının üzerine boşaldım.

Sevgili kocam ben halının üzerine boşalınca kıçıma sert bir şaplak atıp KÖPEK NEDEN BENDEN İZİN SİZ BOŞALDIN DEDİ ve daha da sert sikmeye başladı. Beni artık götümden siken 18 cm yarrağın derdinde değildim.

Ağzımdaki 22 cm yarrak nerdeyse beni kusturacak kadar içerdeydi ama böğürtülerimden sevgili karım hiç rahatsızlık duymamış olacak ki aynı tempo ile sikiyordu. Sonra bir anda durdu. Ve beni kelepçelerimden tutup halının üstüne bıraktığım spermleri yalamam için kaldırıp başıma bastırdı. Ben ağzımdan çıkan 22 cm lik yarrağın mutluluğu içinde halının üstündeki spermleri sevinerek yalamaya başladım. Bu esnada sevgili karımın ayağı benim başımın üstündeydi. Ve Show yaptığı yeni dostlarına İŞTE BENİM KÖLEM DEDİ GÜLEREK. GRUBUNUZA KATILMAM ŞEREFİNE DİYEREK YATAK ODASINA GETİRMİŞ OLDUĞUM BİRAYA UZANDI VE İÇMEYE BAŞLADI. SONRA İSTEYEN HERKEZ KARIMI SİKEBİLİR DEDİ GÜLEREK.

Devamı yarın….

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

bakırköy escort gaziantep escort gaziantep escort sincan escort bahçeşehir escort çankaya escort erotik film izle rus escort kızılay escort mersin escort kocaeli esgort bahçelievler escort escort ankara izmir escort izmir escort izmir escort taksim escort taksim escort kocaeli escort kocaeli escort beylikdüzü escort şişli escort mecidiyeköy escort Ankara escort bayan Ankara Escort Ankara Escort Rus Escort Eryaman Escort Etlik Escort Sincan Escort Çankaya Escort kuşadası escort bayan ensest hikayeler etlik escort hurilerim.com eryaman escort demetevler escort antalya rus escort porno porno Escort bayan Escort bayan bahisu.com girisbahis.com Escort görükle escort Antalya escort escort beylikdüzü escort escort escort escort travestileri travestileri burdur escort bursa escort çanakkale escort çankırı escort çorum escort denizli escort diyarbakır escort düzce escort edirne escort elazığ escort bursa sınırsız escort bursa escort porno izle xnxx Porno 64 alt yazılı porno bursa escort bursa escort bursa escort bursa escort görükle escort Bahis siteleri bursa escort görükle escort antalya escort Anadolu Yakası Escort Kartal escort Kurtköy escort Maltepe escort Pendik escort Kartal escort şişli escort istanbul travesti istanbul travesti istanbul travesti ankara travesti Moda Melanj